Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu ve stratejik işbirliği gelişmeleri hakkında detaylar, toplantı sonuçları ve geleceğe yönelik işbirliği fırsatları.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla düzenlenen “Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu” toplantısı, Ticaret Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Bu önemli zirveye, Türkiye Ticaret Bakanı ve AB Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic katılım sağladı. Toplantı sonrası, Bakan Bolat tarafından yapılan açıklamada, görüşmenin ikili ilişkilerde stratejik derinlik kazandırdığı ve yeni bir olumlu gündem oluşturduğu vurgulandı.
Bolat, Aralık 2024’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen arasında planlanan zirveye atıfta bulunarak, kendilerinin haziran ayında Paris’te Sefkovic ile yaptığı heyetler arası görüşmenin ardından, bu toplantının ilişkileri daha ileriye taşıyacak adımların temelini attığını belirtti. Toplantıda, ticaret engellerinin aşılması, elektronik ortamda düzenlenmiş A.TR belgelerinin AB tarafından kabulü, Türkiye’nin TAREKS ve gözetim düzenlemeleri konularında ortak çalışmalar yapıldığına dikkat çekildi. Ayrıca, yeşil ve dijital dönüşüm alanlarındaki işbirliğinin derinleştirilmesine yönelik önemli ilerlemeler kaydedildiği ifade edildi. Bolat, Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin sanayi altyapısına katkılarını ve Türk ürünlerinin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.
“30 yıl önceki kurallarla 2025 ticaretini yönetemeyiz”
Türkiye’nin, nitelikli iş gücü, dinamik üretim kapasitesi ve gelişmiş finansal altyapısıyla Avrupa’nın önemli bir üretim ve tedarik merkezi haline geldiğine işaret eden Bolat, küresel tedarik zincirlerine entegrasyonun da başarıyla sağlandığını belirtti. Bolat, şu ifadeleri kullandı: “Küresel tedarik zincirlerinin güvenliği ve dayanıklılığı açısından Türkiye, Avrupa için stratejik bir partnerdir. Jeostratejik konumumuz ve üretim kabiliyetlerimiz, AB’nin kritik ürünlerde dışa bağımlılığını azaltmada önemli rol oynuyor. Buna rağmen, mevcut Gümrük Birliği yapısının, günümüz ticaret dinamiklerine ve teknolojik gelişmelere uyum sağlayamadığını görüyoruz. Bu nedenle, her iki taraf da Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiği konusunda hemfikirdir. Bu güncelleme, dijitalleşme, hizmetler sektörü, sürdürülebilir kalkınma ve yeni nesil ticaret politikalarını kapsayacak şekilde, ilişkilerimizi yeni bir seviyeye taşıma fırsatı sunacaktır.”
Bolat, vize serbestisi konusunda hem üye ülkelerden hem de AB kurumlarından somut adımlar beklediklerini belirtti. Malların serbest dolaşımının sağlandığı ortamda, taşımacıların ve iş insanlarının AB sınırlarında karşılaştığı vize engellerinin kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı. Şöyle devam etti: “En azından, başta iş insanları, nakliyeciler, teknik uzmanlar, şoförler, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri için kolaylaştırılmış başvuru süreçleri, uzun süreli ve çok girişli vizelerin başlatılması, diplomatik temsilciliklerde insan kaynağı ve teknik altyapının güçlendirilmesi acil ihtiyaçlarımızdır. Ayrıca, karşılıklı ticarette transit geçiş kotalarının kaldırılması, ekonomik menfaatlerimiz açısından zorunludur.”
Bolat, AB kurumları ve üye ülkeleriyle yapılan çalışmalar neticesinde, vize süreçlerinin hızlandırılacağı, yeni bir eşik sisteminin devreye alınacağı ve başvuruların daha hızlı sonuçlandırılacağına işaret etti. En kısa sürede, tüm üye ülkelerde Türkiye vatandaşları için vize serbestisinin başlamasını temenni ettiklerini vurguladı.
Bolat, küresel ekonomik ve siyasi belirsizlikler içerisinde, AB ve Türkiye’nin işbirliğinin çok daha kritik hale geldiğine dikkat çekti. AB Komisyonunun, inovasyon açığını kapatmak, iklim hedefleriyle rekabetçiliği dengelemek ve enerji ile savunma alanlarındaki dışa bağımlılığı azaltmak için stratejik adımlar attığını belirtti. Türkiye’nin altyapı, teknoloji, mühendislik ve insan kaynağıyla Avrupa’nın sanayi ve teknolojik hedeflerine ulaşmasında önemli bir ortak olduğunu vurguladı. Ayrıca, savunma, enerji ve müteahhitlik sektöründe Türkiye’nin, AB üyesi gibi kabul edilmesini beklediğini dile getirdi.
Bolat, sözlerine şu şekilde son verdi: “Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girdiği 1996 yılından bu yana, Türkiye’nin AB’ye ihracatı yaklaşık 10 kat artmış ve ülkemiz, AB’nin en büyük 5. ticaret ortağı konumuna yükselmiştir. AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ve yatırım partneridir ve gelen yatırımların yüzde 70’i Avrupa ülkelerinden gelmektedir. Ülkemize yılda yaklaşık 70 milyar dolar ihracat gerçekleştiriliyor. Bu toplantı, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizi daha da derinleştirme yolunda önemli bir adım olmuştur.”
AB Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic ise, iki taraf arasındaki ikili ticaretin güçlenmesinin oldukça umut verici olduğunu belirtti. “Bu yıl, AB ve Türkiye arasındaki ikili ticaret hacminin 210 milyar avroya ulaşması bekleniyor. Bu, daha derin ve kapsamlı işbirliği potansiyelini ortaya koyuyor. Türkiye, hem Gümrük Birliği ortağı hem de aday ülke olarak, ortak ekonomik geleceğimizde merkezi bir rol oynuyor. AB olarak, bu ilişkiyi daha da geliştirmeye kararlıyız.”
Sefcovic, küresel ticaretin zorluklar yaşadığı bu dönemde, Gümrük Birliği Anlaşması’nın sağlam bir temel oluşturduğunu vurguladı. Toplantıda öne çıkan konular arasında, ticaretin önündeki 6 temel engelin 3’ünün aşılması yer aldı. Bu engeller arasında sığır eti ithalatı, TAREKS ve AB ürünlerinin ithalatında gözetim uygulamaları bulunuyor. Sefcovic, kısa süre içinde bu engellerden 3’ünün ortadan kaldırılacağını ve bu süreçte ilerlemenin kaydedildiğini ifade etti.