Türk Yolu: Enerji Güvenliği ve Uluslararası İş Birliğinde Esnek Stratejiler—güç çeşitliliği ve ortak projelerle sürdürülebilir çözümler.
Enerji talebimizi karşılamayı ve ithalat bağımlılığını azaltmayı hedefleyen politikamız, rafine bir uyum ve kapsayıcılık çerçevesinde şekilleniyor. Hiçbir enerji kaynağını dışlamadan, her kaynağa açık bir yaklaşımı benimseyerek ilerliyoruz. Bu vizyon doğrultusunda değerlendirmelerimiz, enerji alanında uzun vadeli istikrarı sağlamak amacıyla hareket ediyor.
Jeopolitik gerilimlerin ve küresel belirsizliklerin giderek arttığı bu dönemde, güvenilir ve uygun maliyetli enerji sağlamak giderek daha zorlu bir uğraş halini alıyor. COVID-19 etkileri, tedarik zinciri kırılmaları ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalar, yatırım kararlarımızı yeniden değerlendirirken kararlılıkla ilerlememiz gerektiğini gösteriyor.
Kapsayıcı Enerji Politikası yönünde ilerleyen Türkiye, gelecek 30 yılda elektrik talebinin üç katına çıkacağını öngörüyor ve tüm kaynakları kapsayan bir yaklaşımı benimsiyor. Her yıl 8–9 gigavatlık yenilenebilir enerji kapasitesi devreye giriyor; Akkuyu’da dört nükleer reaktörün inşa süreci sürüyor ve hedefler doğrultusunda en az 12 büyük ölçekli konvansiyonel reaktör ile yaklaşık 5 gigavatlık küçük modüler reaktör (SMR) planlanıyor.
Petrol ve Doğal Gaz Stratejisi bağlamında Türkiye artık doğal gaz ihracatçısı konumuna doğru ilerliyor. Yatırımlar sayesinde enerji tedarikinin çeşitliliği artıyor ve birçok ülkeden enerji temin etme kapasitesi güçleniyor. 2028’e kadar Karadeniz’den 16 milyar metreküp gaz üretmeyi hedefliyoruz; bu çerçevede uluslararası petrol ve gaz firmalarıyla iş birliklerini sürdürüyoruz. LNG alanında ise projeler güçlü bir şekilde hayata geçiriliyor ve küresel LNG arzının önemli paylarını oluşturan bölgelere odaklanıyoruz.
Türk HARMANI Modeli ile LNG’nin esnekliği ve rekabet gücü işletme dinamiklerimizi güçlendiriyor. Bu tür gazları harmanlayarak vatandaşlarımıza uygun maliyetli gaz sunmayı hedefliyoruz ve bu karışımla Güneydoğu Avrupa piyasalarına gaz ihraç etme kapasitemizi artırıyoruz.
Avrupa ile Enerji Entegrasyonu kapsamında Türkiye’nin enerji güvenliğinde oynadığı kilit rolün önemi vurgulanıyor. Hazar Denizi’nden Avrupa’ya uzanan enerji hatları ve TANAP ile TürkAkım gibi projeler bu işbirliğinin temel taşlarını oluşturuyor. Petrol ve doğal gaz yanında elektrik alanında da entegrasyonun güçlendirilmesi, karşılıklı siyasi irade ve kararlılık gerektiriyor; bunun için ortak çalışmaları ve kıtasal dayanışmayı sürdüreceğiz.