Türk Milleti ve Alevî-Sünnî dayanışması: iç ve dış tehditlere karşı birlik ve direnişin dinamiklerini analiz eden kapsamlı bir inceleme.
Yaşamanın anlamı, yalnızca canlı kalmak değildir; aynı zamanda içinde bulunduğumuz tartışmalara köklü ve ahlaki bir bakışla yaklaşmaktır. Kararlılık ve akılcılıkla yürütülen tartışmalar, sonuç odaklı bir uzlaşının temelini oluşturur. Bizim için esas, ortak milli ve manevi çıkarları gözeten bir değerlendirme yapmaktır; bu doğrultuda akıl, izan, insaf ve insanlık her daim rehberimizdir.
Türk ve İslam muhalefetinin karanlık kampanyaları üzerine konuşurken, Türk-Kürt ve inanan–inanmayan gibi ayrıştırıcı ikilemlerin körüklendiğini görüyoruz. Dâhili ve harici kaynaklı tezgâhlar, Alevî-Sünnî bloklaşmasını besleyerek siyasi ve ideolojik gerilimleri sürekli olarak tahrik etmeyi amaçlar. İfade ve inanç özgürlüğüne ses çıkaranlar, eleştiri gösterenler ya akıl ve vicdan yoksunu ya da sahaya sürülmüş provokatörler olarak yaftalanır.
Elbette Alevî İslam inancına mensup kardeşlerimizin geçmişten bugüne taşıdıkları ihtiyaç ve beklentilere kapılar kapalı değildir. Amacımız, herkesin üzerinde durması gereken ortak faydayı ve millî hissiyatı ortaya koymaktır. Alevî İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim canımızdır ve onların sorunları da bizim sorunumuzdur. İmanın ve İslam’ın sorumlulukları hepimizin ortak yüküdür.
Tehditleri bozmanın ve birlik yolunu sürdürmenin vaktidir. Biz, önce Türk milletinin çıkarlarını gözetiriz; bu, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm vatandaşlar için belirleyici bir perspektiftir. Hacıbektaş Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi Külliyesi’nde emeği geçen herkese teşekkür ederim.
GAZZE’DEKİ OLAYLARA DIKKAT ÇEKTİK – Sekiz gün süren şiddet ve dehşetin ardından 9 Ekim 2025 tarihinde kısmen yatışlar kaydedildi ve 10 Ekim 2025’ten itibaren İsrail ile Hamas arasında ateşkes süreci tesis edildi. İlk aşamadaki esir takası ve insani yardımların ulaştırılması gibi olumlu gelişmeler yaşanırken, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in yürüttüğü operasyonların kayda değer bir kriz yarattığına işaret etmek gerekiyor. Bu gelişmeler karşısında dengeli ve temkinli bir tutum benimsenmesi kaçınılmazdır.