TRÇ önerisi aslında bir uyarıdır:
“Bizi görmezden gelen, yarın pişman olur.”
Sürpriz Bir Çıkış, Stratejik Bir Hamle!
Siyasette bazen tek bir cümle, bütün denklemleri değiştirebilir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “TRÇ ittifakı” önerisi de tam olarak böyle bir çıkış oldu.
Türkiye–Rusya–Çin ekseninde yeni bir denge arayışı… İlk bakışta sürpriz, ama aslında oldukça stratejik bir hamle.
Bugün dünya tek kutuplu bir düzenden çok kutuplu bir yapıya doğru kayıyor.
ABD’nin tek başına hâkim olduğu dönem geride kaldı. Çin’in ekonomik gücü, Rusya’nın jeopolitik ağırlığı ve Türkiye’nin yükselen bölgesel rolü, yeni bir denge arayışını zorunlu kılıyor. İşte Bahçeli’nin çıkışı tam da bu zeminde anlam kazanıyor.
Elbette bu önerinin artıları ve eksileri var.
Bir yandan Türkiye’nin elini güçlendiriyor, “Batı’ya mahkûm değiliz” mesajını veriyor.
Diğer yandan NATO, AB ve ABD ile mevcut ilişkilerimizi de dengeyi gözeterek yürütmeyi zorunlu kılıyor.
Ama şurası kesin ki; bu tür çıkışlar Türkiye’nin stratejik değerini hatırlatıyor.
ABD ve Avrupa, Türkiye’siz oyun kuramayacaklarını anlamalıdır.
Enerjiden güvenliğe, ticaretten göçmen krizine kadar her başlıkta Türkiye vazgeçilmezdir.
TRÇ önerisi aslında bir uyarıdır: “Bizi görmezden gelen, yarın pişman olur.”
Bugün Gazze’de akan kan, Ortadoğu’daki istikrarsızlık, Karadeniz’den Kafkasya’ya kadar süren gerilimler ortadayken; Türkiye’nin hem doğuya hem batıya aynı anda mesaj verebilmesi büyük bir diplomasi gücüdür.
Bahçeli’nin çıkışı, sadece bir öneri değil, aynı zamanda Batı’ya karşı bir “diplomatik rest”tir.
Son söz:
Türkiye artık edilgen bir ülke değil.
Kendi oyununu kuran, gerektiğinde yeni ittifak kapıları aralayan, güçlü bir aktör.
TRÇ önerisi işte bu özgüvenin ve stratejik aklın tezahürüdür.