Tilkiyle büyüyen komşuluk hikayesi Sivri Köyü’nde Halil Özbek’in sevecen deneyimini yansıtıyor; sıcak, samimi ve doğal bir köy öyküsü.
Yozgat’in Sivri köyünde yaşayan Halil Özbek’in bahçesinde iki yıl önce bulunan bir tilki yavrusunu sahiplenmesiyle başlayan dostluk, her gün biraz daha güçleniyor. Tilkinin aç kaldığında Özbek’in kapısına yöneldiği, içeriden güvenli bir ortam aradığı bu arkadaşlık, ailenin yüzünü hep güldürüyor. Tilkinin yabancı görünen insanlardan ürkmekle birlikte Özbek ailesine karşı içten bir yakınlık sergilediğini gözler önüne seriyor.
“YABANCILARDAN ÇEKİNİYOR AMA BİZDEN KAÇMIYOR” sözleriyle tilkinin davranışını özetleyen Özbek, günün farklı saatlerinde evin çevresinde dolaştığını, kapı açık olsa bile içeri girmeye çalıştığını anlatıyor. Kapıyı tıklatıp açmamızla tilki içeri giriyor; kapı kapalıysa pencereden atlayıp içeri geçmesini sağlıyoruz. Sık sık birlikte vakit geçiriyoruz; kahvaltıdan sonra öğünlerimizin yanına yaklaşan tilki, kullandığımız her şeyi yiyor ve bizimle kalmaya devam ediyor.
Tilki, kavundur, üzüm, ekmek gibi çeşitli yiyecekleri afiyetle tüketirken konuk sevmezliği gösteren yabancılardan tamamen bağımsız olarak güven veriyor. Evimizin sakinlerinden biri haline gelen bu dost, yatak odama dahi gelip dolaşabiliyor; ben kucağıma aldığımda kavun ve üzüm gibi ikramlar veriyorum. O da bana öyle nazik davranıyor ki bir insandan daha ince ve itinalı davranışlar sergiliyor.
“Bazen günlerimizi onunla geçiriyoruz; bu sevgi ve güven bağı, köylüler ve arkadaşlar tarafından da biliniyor” diyen Özbek, tilkinin yaşamımızdaki yerinin yıllar süreceğini ifade ediyor. Bu arkadaşlığın herhangi bir kaza ya da belaya yol açmaması için özenle bakımını sürdürüyoruz.