Terörün bedelini vurgulayan bu yazı, milli birlik ve demokrasi temelleriyle hedeflere ulaşmanın yolunu açıklıyor.

Hiç kimse, hukuk ve demokrasi yoluyla ulaşamayacağı, imkânsız görünen hedefler için terör yöntemlerini kullanmayı savunmasın. Devletle ve toplumla bütünleşmenin temel çerçevesi net ve belirgindir; milli birikim ve milli devletin esasları asla tartışmaya açık değildir.
Geçiş süreci boyunca, demokrasinin güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün korunması hedeflerinden sapmaya yol açacak herhangi bir söylem veya hareket, kesinlikle kabul edilmemelidir. Öcalan’ın 27 Şubat açıklamasına dayalı olarak hukuk ve demokrasi yoluyla Türkiye’yi bölme planları yapıldığını savunanlar, bu zemini kullanarak Türk kamuoyunu yanlış yönlendirmeye kalkışır. Silahların gölgesinde, demokratik taleplerin meşruiyet kazanması mümkün değildir.
Geçiş sürecinde silahları bırakma ve fesih sürecini tamamlamak durumunda olanlar, içlerinden veya dıştan gelebilecek sabotajları, makul ve makul olmayan taleplerle, tahrik edici ve yıkıcı dil kullanımlarıyla Terörsüz Türkiye hedefini bozmaya çalışanlara karşı asla taviz vermemelidir. Toplumsal ve devletin güvenliği, bu birlik ve kararlılıkla korunacaktır.