Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için atılan kritik adımlar ve siyasi iradenin önemi, güvenli ve istikrarlı bir gelecek için detaylarıyla ele alınıyor.
Sözcü Çelik’in ifadesiyle; Sayın Cumhurbaşkanımızın “terörsüz Türkiye” vizyonu doğrultusunda ortaya koyduğu yüksek siyasi irade ve bu sürecin koordinatlarını belirleyen kapsamlı ve net devlet politikası anlayışı, ülkedeki tüm kesimlerin ortak paydası olmuştur. Aynı zamanda, Sayın Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısı, gelişmelere yönelik duruşu ve yönlendirmeleri, iç ve dış politikada bütünsel bir güç birliği oluşturarak “iç cephe”nin güçlendirilmesini sağlamıştır.
Siyasi partiler arasındaki etkili ve verimli görüşme trafiği, istişare ve diyalog ortamını pekiştirerek, demokratik siyasetin meşru ve etkin adresler üzerinden hareket etmesine imkan tanımış, insiyatif almayı teşvik etmiştir.
İmralı’dan yapılan çağrı ve PKK’nın kararları
İmralı’dan gelen çağrı sonrası PKK’nın kendini feshetme ve silah bırakma kararı, “terörsüz Türkiye” hedefi açısından büyük bir dönüm noktasıdır. Bu kararın fiilen uygulanması ve tüm boyutlarıyla hayata geçirilmesi, yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecektir.
Özellikle, PKK’nın tüm şube ve uzantıları ile illegal yapılarının kapatılması ve silahların teslim edilmesi konusunda somut ve eksiksiz adımların atılması büyük önem taşımaktadır. Bu adımlar, sadece sembolik değil, aynı zamanda kalıcı ve kalıcı barışa hizmet edecek şeklinde planlanmalıdır.
Sahadaki takip ve devletin rolü
Bu süreç, devlet kurumlarımız tarafından titizlikle izlenecek ve takip edilecektir. Ulaşılan her aşama, Sayın Cumhurbaşkanımıza detaylı şekilde raporlanacaktır. Ayrıca, terör örgütünün fesih ve silah bırakma kararının, hem içeride hem de dışarıda tüm boyutlarıyla ve somut şekilde hayata geçirilmesi zorunludur. Bu sayede, bölgedeki emperyalist güçlerin vekâlet savaşları için kullanılan terör örgütlerinin önünü kesmek amacıyla olumlu bir dalga oluşacaktır.
Demokratikleşme ve siyasi hayatın güçlenmesi
“Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli bir kazanım olacaktır. Bu süreç, siyasetin siyasetsizleşmeye çalışıldığı günümüzde, Türkiye’nin tüm siyasi kanallarını daha etkin kullanmasına imkan tanıyacak ve demokrasimizi, siyasi hayatımızı ve milli birliğimizi güçlendirecektir.
Siyasi diyalog kanallarının, özellikle TBMM başta olmak üzere tüm meşru adreslerin en güçlü şekilde çalışmasını sağlayacaktır. Bu sayede, milletimizin ortak bilinci ve Cumhuriyetimizin temel değerleri daha da pekişecek, demokrasimizin temel taşları sağlamlaşacaktır.
Kültürel, etnik ve mezhepsel farklılıklar
Her olumlu gelişme, yeni ve daha güçlü aşamaların başlangıcı olacaktır. “Terörsüz Türkiye”ye ulaşmak, tüm kültürel, etnik ve mezhepsel unsurların kazançlı çıkması anlamına gelir. Bu süreçte, tüm vatandaşlarımızın hakları ve özgürlükleri korunacak ve gelişecektir. Temel ilkemiz şudur: Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Devlet ve millet değerleri
Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda hiçbir tartışma yoktur. Bu değerleri zedeleyecek veya zayıflatacak her türlü adım kesinlikle söz konusu değildir. Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği “Türkiye Yüzyılı” vizyonu kapsamında, en öncelikli ve stratejik adımlardan biri, “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmaktır.
Milletimizin huzuru ve gelecek güvence altında
Müsterih olunmalıdır; çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin gündemi, milletimizin iradesi ve devletimizin kararlılığıyla şekillenmiştir. Bu kapsamda, atılan her adım, geleceğimizi güvence altına almak ve milli birliğimizi güçlendirmek adına önemlidir. Bu süreçte, her vatandaşımızın kazanması ve ortak çıkarlarımızın korunması temel ilkedir.
Sonuç ve çağrı
Özetle, “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak için sahada tüm boyutlarıyla, eksiksiz ve somut hedefler belirlenerek ilerlenmelidir. Bu, sadece bölgesel değil, küresel barış ve istikrar açısından da hayati önem taşımaktadır. Bu yolda, tüm kültürel ve sosyal unsurların ortak çıkarları gözetilerek, barış ve güven ortamı tesis edilmelidir.