TCMB faiz indirimleri kredi ve mevduat faizlerine nasıl yansır? Ayrıntılı inceleme ile etkileri ve piyasa dinamikleri bu yazıda.

TCMB Politika faizinin, bankaların 1 haftalık borçlanma faizi olarak belirlendiği çerçeve içinde, yapılan değişikliklerin kredi ve mevduat fiyatlamalarını nasıl etkilediğini inceleyen bir analiz, Merkezin Güncesi adlı blogda paylaşıldı. Analizde, bankaların likidite koşulları, makroihtiyati tedbirler ve risk algısının bu geçişkenliği değiştirebileceğine dikkat çekildi ve 2025 yılı Temmuz’undan itibaren gerçekleştirilen indirimlerin mevduat ile kredi faizlerine ne ölçüde yansıdığı irdelendi.
Raporda, politika faizinin bankalar için Türk Lirası likidite ihtiyacı doğduğunda borçlanabilecekleri bir maliyet göstergesi olduğuna vurgu yapıldı. Politika faizinin belirgin üstünde bir mevduat fiyatlaması yapan bir banka, fonlama maliyetlerini artırır; tersi durumda ise mevduatta gerileme görebilir. Böylelikle Merkez Bankası, faiz kararlarıyla mevduat faizlerini nasıl etkilediğini ortaya koyuyor.
Analizde ayrıca, değişikliklerin kredi faizlerini mevduat faizlerinden bağımsız olarak mı yoksa birlikte mi etkilediğini anlamak için banka maliyetlerinin üzerine düzenleme giderleri ve kâr hedeflerini de eklediği ifade edildi. Kredilerin mevduattan daha uzun vadeli olması nedeniyle enflasyon veya geri ödenmeme riski gibi makroekonomik faktörlerin de kredi faizlerinde belirleyici olduğuna dikkat çekildi.
AOFM olarak bilinen ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin (Average Overfunding Cost of Funds), bankaların maliyet perspektifini anlamada önemli bir gösterge olduğu belirtildi. Analizde, 2025 Mart ayında AOFM’nin politika faizinin üzerinde bulunduğu, Haziran’da ise enflasyon görünümündeki iyileşmeye bağlı olarak politika faizine yakınlaştığı kaydedildi. Buna göre, TCMB’nin faiz indirimleri sonrası AOFM’nin yaklaşık %38 bandında hareket ettiği vurgulandı.
2025 Temmuz-Ekim dönemi boyunca uygulanan toplam 650 baz puanlık politika faizi indiriminin kredi ve mevduat faizlerine yansıması üzerinde duruldu. TL mevduat ve ticari kredi faizlerinde yaklaşık 690 baz puanlık düşüşler kaydedilirken, ihtiyaç kredisi faizlerinde de yaklaşık 300 baz puanlık azalma gözlemlendi. Şirket ölçeklerine göre incelendiğinde büyük firmaların kredi maliyetlerinde yaklaşık 630 baz puan, KOBİ’lerin ise yaklaşık 750 baz puanlık bir düşüş yaşadığı belirtildi. Ancak ihtiyaç kredisi için görülen göreceli sınırlı düşüşün, kredi büyümesini sınırlayan makroihtiyati sınırların etkili olmasından kaynaklandığı ifade edildi.
İncelenen dönemde kısa vadeli faizlerin politika faizi değişikliklerinden doğrudan etkilenirken, uzun vadeli faizlerin enflasyon beklentileri ve risk primi gibi faktörlerle belirlendiği vurgulandı. Toplam 650 baz puanlık indirimin, 0-12 ay, 12-24 ay ve 24 ay ve üzeri vadelerdeki ticari kredi faizlerinde sırasıyla yaklaşık 480, 720 ve 400 baz puan düşüşlere yol açtığı belirtildi. Ayrıca 24 Temmuz sonrası uzun vadeli faizlerin, ülke risk primindeki düşüş ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyle uyumlu olarak gerilediği ifade edildi.
Sonuç olarak, bulgular üç ana noktayı ifade ediyor: Birincisi, TCMB’nin faiz indirimlerinin kredi ve mevduat faizlerine yansıması kaçınılmazdır. İkincisi, kısa vadede kredi ve mevduat faizlerinin yönünü politika faizi belirlerken, uzun vadelerde bilgiler ve risk algısı belirleyici rol oynar. Üçüncü olarak, uzun vadeli faizlerin kalıcı olarak düşebilmesi için enflasyon beklentilerinin stabilize olması ve risk priminin sınırlı kalması gerekir; bu bağlamda para politikasında sıkı duruşun sürdürülmesi kredi ve mevduat faizlerinin aktarımını etkili ve sürdürülebilir kılacaktır.