Şule Yüksel Şenler’in yaşamı ve başörtüsü mücadelesinin toplumsal etkilerini, özgürlük ve kimlik temalarıyla özetleyen derin bir inceleme.
Erdoğan, Şenler’in örnek hayatı, kaleme aldığı eserleri, konferansları ve mücadelesiyle toplumda silinmez izler bıraktığını belirtti. “Mekânı cennet olsun” ifadelerini kullanarak Şenler’in anısını yad etti. Erdoğan’ın paylaşımı şöyle: “Örnek hayatı, kaleme aldığı eşsiz kitapları, konferansları ve mücadelesiyle yakın tarihimizde silinmez izler bırakan yürekli bir dava kadını olan Şule Yüksel Şenler Hanımefendi’yi ahirete irtihalinin 6’ncı yılında rahmetle yâd ediyorum. Mekânı cennet olsun…”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da Şule Yüksel Şenler’in inanç, kalem ve mücadeleyle iz bıraktığını vurgulayarak anısını yaşattı. Şenler’in vakur duruşu ve cesareti pek çok gönle dokundu.
BAŞÖRTÜSÜ Modelinin Simgesi: ŞULE YÜKSEL ŞENLER KİMDİR?
Gazeteci-yazar Şule Yüksel Şenler, Birleşen Yollar ve Huzur Sokağı romanlarıyla hatırlanır. 29 Mayıs 1938’de Kayseri’de dünyaya gelen Şenler, Ermeni kökenli bir ailenin kızı olarak İstanbul’a göç ettikten sonra zorlu öğrenim süreçleriyle ilerledi. Terzilik yapmaya başlayan genç yaşları, onun ileride modern başörtüsü tasarımının oluşumunda etkili oldu.
YAZILARI 14 YAŞINDAYKEN YELPAZE DERGİSİNDE YAYIMLANDI
14 yaşında yazdığı hikayeler Yelpaze dergisinde çıktı ve “Şule Yüksel” imzasını kullanmaya başladı. Gençlik köşesinde Yeni İstiklal gazetesine taşınan kalem, ardından Kadın gazetesinde Duyuşlar-Görüşler başlığıyla yazdı. 1965’te dinî yaşamı benimseyerek tesettüre yönelen Şenler, başörtüsünün eğitimli Müslüman kadının hayatına girmesi için çaba gösterdi; bu süreçte Yeni İstiklal gazetesinde yazılar yazdı ve bazı davalarla karşı karşıya kaldı.
BAŞÖRTÜSÜ MODELİ “ŞULEBAŞ” İLE ANILMAYA BAŞLANDI
1960’larda Bugün gazetesinde yazan Şenler, başörtülü bir gazeteci olarak etkisini artırdı. Tasarımları ile genç kızlar arasında hızla yayılan modern başörtüsü ve pardösü modelleriyle dikkat çekti. Üniversitede tesettürlü okuyabilmenin önündeki engellerin kaldırılması talebini yükseltti. Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a karşı yazdığı mektupla da kamuoyunda yankı uyandırdı; bu dönemde “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanıp, kısa süre sonra affedilse de 8 ay Bursa Cezaevi’nde ceza çekti.
Cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye’nin dört bir yanına geziler düzenleyerek konferanslar verdi ve yazılarına devam etti. Hür Söz, Yeni İstiklal ve Babıali’de Sabah gibi gazete ve dergilerde kadın sayfaları hazırladı.
“HUZUR SOKAĞI” ROMANI SİNEMA VE TELEVİZYONA DAMGA VURDU
Huzur Sokağı romanı, Yücel Çakmaklı’nın yönettiği Birleşen Yollar filmiyle sinemaya, 2012 yılında televizyon dizisine dönüştü. Şenler, Gençliğin Izdırabı, Hidayet, Bize Ne Oldu, İslam’da ve Günümüzde Kadın, Duyuşlar gibi çok sayıda esere imza attı.
Erdoğan ve Emine Erdoğan’ın evliliklerine aracı olduğu belirtilen Şenler’in hayatı, gazeteci Demet Tezcan’ın Bir Çığır Öyküsü: Şule Yüksel Şenler adlı kitabında da ele alındı.
MİHRİŞAH VALİDE SULTAN HAZİRESİ’NE DEFNEDİLDİ
2019 yılında vefat eden Şenler’in cenazesi Eyüp Camii’nde kılındı ve Mihrişah Valide Sultan Haziresi’nde toprağa verildi. Usta kalemin adını taşıyan eğitim kurumları ve hizmet binaları, gençlerin hizmetine sunuldu; Pendik ve Balıkesir’de Şule Yüksel Şenler Kız İmam Hatip Liseleri ile Muş’ta Şule Yüksel Şenler Bilgi Evi gibi kurumsal yapılar kuruldu. Ayrıca Şule Yüksel ŞenlerHanımlar Konağı ve benzeri tesisler, kadınlara yönelik faaliyetler için kullanılıyor.