DOLAR
42,4591
EURO
49,1228
ALTIN
5.637,03
BIST
10.857,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Çok Bulutlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
15°C
Pazar Hafif Yağmurlu
14°C

Necla Hasbutcu

Şiir, Deneme ve Öykü yazarı

    SOSYAL DÜNYANIN GİRDABI

    A+
    A-

     

    Dünya kirlendi,

    sanal gürültüde gerçek sesler boğuldu.

     

    İnsanlar,

    ekranların arkasında gizlenmiş

    günahkâr yalnızlıklar yaşıyor.

     

     

    Ne çok âlemin içindeyiz…

    Yoksa o âlemler, varlığımızın ve benliğimizin sınırlarını mı çiziyor?

     

    Bu dijital çağın girdabında, yerini yurdunu kaybetmiş divaneler gibi oradan oraya savrulup duruyor insanoğlu.

    Evimize dahi misafir etmediğimiz, belki de edemeyeceğimiz gölgeleri, gönlümüze, zihnimize ve en mahrem düşüncelerimize konuk ediyoruz. Oysa bu bilinmezlik diyarında, uzaklara doğru yelken açarken, asıl olmamız gereken limanı unutuyoruz.

    Bazen fırtınalar bizi sürükler; karşı konulmaz, karşı durulmaz önüne. Hem zaten öyle değil midir? Sarsılmasın diye koskoca dağları yeryüzüne yerleştiren ve insanlar da her tür fırtınaya karşı durabilsin diye onlara hakikatin ağır sözünü bırakan…

    Eskiden insanlar dağ gibiydi, kolay kolay yıkılmazdı. Zira onların kökleri; ahlak, aidiyet ve manevi inanç toprağına derince tutunmuştu.

    Oysa bizler şimdi, en ufak bir sanal rüzgârda bile sarsılıyor, tutunacak bir dal/yol arıyoruz. Ve o tutunduğumuz ne dallar ne de yollar bize destek olmuyor, çünkü sağlam değil. Hepsi çürük. Altyapı yok. Kök yok.

    Toprağa tutunmayan ağaç nasıl kök salmazsa; ya Allah’a tutunmayan insan, nasıl sağlam ve dirençli olur?

    Olmaz. Olamaz.

    Dünya kirlendi, sanal gürültüde gerçek sesler boğuldu. İnsanlar, ekranların arkasında gizlenmiş günahkâr yalnızlıklar yaşıyor.

    Evet, bir Nuh Tufanı gerekli, temizlenmesi için… Dünya abdest almalı; ama önce vicdanlarımızın suyu berraklaşmalı. Sağlam olanlar, çürük olandan ayrılmalı.

    Ve ancak böylelikle…

    Hayat!

    Yine yeniden, köklerimize dönerek başlamalı.

     

     

     

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.