Sokak lezzetleriyle güvenli tüketim için kumpir ve midye örneğinde gıda güvenliği risklerini ve önlemlerini keşfedin.

Günde sokak tezgahlarında sunulan yiyecekler arasında kumpir ve midye öne çıkıyor; ancak son dönemde bu tür yiyeceklerin tüketimi sonrası yaşanan gıda zehirlenmeleri endişe yaratıyor. İzmir Buca’da yediği kumpir nedeniyle hayatını kaybeden 60 yaşındaki bir kişiyle ilgili incelemelerde, satılan dükkanda Salmonella bakterisinin tespit edildiği kaydedildi. Son olarak Almanya’dan Türkiye’ye gelen bir ailenin yaşadığı trajedide, Fatih’teki bir otelde konaklayan Böcek ailesi midye ve kumpir sonrasında ciddi sağlık sorunları yaşadı; 6 ve 3 yaşındaki iki çocuk ile anne ve babasında da belirtiler görüldü. Olayın ardından restoran mühürlenirken ailenin yaşadıkları dikkat çekti.
Bu tür vakalar, sokak lezzetlerinin ardındaki gerçek riskleri gündeme getiriyor. Gıda Yüksek Mühendisi Merve Atınç Saral, söz konusu vakaların kesin nedenlerini laboratuvar sonuçları olmadan net olarak ortaya koymanın zor olduğunu belirtiyor; fakat midye gibi doğal olarak yüksek risk taşıyan gıdaların, hijyen ve saklama koşulları bozulduğunda hızlı şekilde bozulabildiğini vurguluyor. Kumpirin ise özellikle mayonezli ve etli malzemeler içerdiğinde veya oda sıcaklığında uzun süre bekletildiğinde riskli hale geldiğini ifade ediyor.
GÜVENLİK SIKINTILARI: NEDEN ARTAR? Türkiye’de son dönemde sokak lezzetlerinden kaynaklanan zehirlenme vakalarının artışında maliyetlerin yükselmesiyle ucuz ve riskli hammaddelerin kullanılması, denetimlerin zayıf olması ve kayıt dışı satış gibi etkenler öne çıkıyor. Ayrıca bazı işletmelerin soğuk zinciri koruyamaması, çapraz bulaşma ve hijyen eksiklikleri bu tür problemleri tetikliyor. İnsanlar üzerinde sıkça görülen yanılgı ise “pişmişse güvenlidir” düşüncesi; özellikle pilav, makarna ve patates gibi ürünlerin defalarca ısıtılarak tüketildiği durumlar riskli hale gelebiliyor.
Midye ve kumpir arasındaki farklar neler? Midyeler, yaşadıkları su nedeniyle toksin ve bakteri biriktirme potansiyeline sahip olduğundan kaynağı belirsiz veya sokak satıcılarından gelen ürünler için dikkatli olunmalı; soğuk zincirin kırılması, hazırlama ve saklama koşullarının kötü olması halinde ciddi zehirlenmelere yol açabilir. Patatesler ise fırından çıktıktan sonra uzun süre oda sıcaklığında bekletildiğinde üzerinde bulunan malzemelerin bozulma riski artar ve çapraz bulaşma tehlikesi doğar. Bu iki ürün de yoğun işletmeler ve turistik bölgelerde daha sık riskli hale gelebilir.
Çocuklar üzerinde risk neden daha büyüktür? Gıda güvenliği uzmanı Saral’a göre çocuklar, 0–5 yaş aralığında daha kırılgan; daha küçük vücut hacmi nedeniyle toksinlerin dozu kilo başına daha yüksek etkiler yaratabilir, bağışıklık sistemi tam olarak olgunlaşmadığı için enfeksiyona karşı daha savunmasızdır ve sıvı kaybını tolere edemezler. Bu nedenle güvenli gıda tüketimi çocuklar için ayrıca kritik önem taşır.
Midye ve kumpiri tüketirken nelere dikkat edilmeli? Dışarıda tüketim için kesin güvenlik garantisi yoktur; ancak bazı noktalar güvenliği artırabilir. Midyeler için kaynak güvenilir mi, denetimli ve kayıtlı mı, uzun süre ortam sıcaklığında kalmış mı gibi sorular sorulmalı; görünümde veya kokuda anormallik varsa tüketilmemelidir. Çok sık ve çok fazla tüketmekten kaçınmak da önemli; ağır metal ve toksin birikimi nedeniyle kronik maruziyet riskine dikkat edilmeli. Ayrıca bozulmuş gıda kokusu veya tadı değişmemiş olsa bile zararlı olabilir; bu nedenle dışarıda yemek yerken dikkatli hareket etmek gerekir.
Sonuç olarak, bozulmuş ya da kaynağı belirsiz sokak yiyecekleriyle karşılaşmamak için tedarik zincirinin ve pişirme-saklama koşullarının güvenli olduğuna dair güvence aramak, özellikle çocuklar söz konusu olduğunda hayati önem taşır. Bilinçli tüketici davranışları, bu tür risklerin azaltılmasına katkı sağlar.