Bahçeli, 22. Dönem Sertifika Töreni’nde ahlak, adalet ve milli birlik mesajını vurguluyor; Siyaset ve Liderlik Okulu, liderlik yolculuğunu taçlandırıyor.

Bugün toplanan yüzlerce vatandaşımıza teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. Yurt içinden ve dışından, ekranlardan ve sosyal medyadan bize ulaşan herkese minnetlerimi iletiyorum. 10 Ekim 2009’da açılan Siyaset ve Liderlik Okulu’nun şimdi 16 yılı aşkın bir süre eğitim faaliyetlerine devam ettiğini hatırlatıyorum. Kursiyerler; kavramsal ve kuramsal dersler eşliğinde, özveriyle aktarılan bilgilerle donatıldı ve sahneye çıktıklarında meşale gibi yanmaya hak kazandılar.
Sorumluluk üstlenen öğretim üyelerine ve saygıdeğer meslektaşlarıma ayrıca teşekkür ediyorum. 15 farklı ders ve 80 saatlik program, bu büyük çabanın somut bir göstergesidir. Siyaset ve Liderlik Okulu’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Zühal Topçu ile Koordinatörümüz Prof. Dr. Turan Şahin ve tüm öğretim üyelerimizin emekleri bu başarıyı mümkün kıldı.
22’inci Dönem programına katılan ve sertifikayı hak kazanan kardeşlerimizi içtenlikle kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. İrfan ve ahlak üzerine kurulmuş bir eğitim yaklaşımı her daim rehberimizdir; ahlak, inanç ve toplumun bağlarını güçlendirecek şekilde inşa edilmelidir.
İlke ve Ahlak Vurgusu Ahlak, sadece bireysel bir mesele değil, sosyal ve politik alanda da merkezi bir rol oynar. Sosyal çevre ve eğitim, bu değerin temel taşlarıdır. Batı dünyasının güç odaklı yapısının da ahlaki sınırları zorlayabildiğini görüyoruz; bu ise insanlığı derin bir ahlaki krizin eşiğine sürüklüyor. Bu yüzden, genç kuşaklara yönelişimizde ahlaka dayalı bir liderlik anlayışını güçlendirmek zorundayız. Terör, rüşvet ve yozlaşma karşısında duruşumuz net: adalet ve ahlak ön planda olmalıdır.
TÜRK SPORU VE Toplumsal Değerler ileride karşılaşılacak tehditler için umutlu bir vizyon sunuyor. Terörle mücadelede, kamu güvenliği ve milli dayanışmanın güçlendirilmesi için siyasi iradenin kararlı duruşu sürdürülmelidir. PKK’nın mesajlarına bakmaksızın, barış ve güvenlik için ortak değerlerimizi yükseltmeliyiz.
Cizre Provokasyonu gibi dış güçlerin oyunlarına karşı yurt içindeki birlik ve dayanışmayı korumak zorundayız. Ülkenin geleceğini kararsızlıkla değil, akıl ve adaletle aydınlatmalı, siyasi diyalog ve uzlaşma üzerinden ilerlemeliyiz. Bu süreçte, Kürt kardeşlerimizin hak ve onurlarına sahip çıkmak da vazgeçilmez birermenliktir.
Son olarak, ergin bir kamu vicdanı için düşüncelerimizi sıkı bir edep ve sabırla ifade etmek gerektiğini hatırlatıyorum. Tezahürlerimizi ölçülü tutarak, akıl ve kalp bütünlüğü içinde hareket etmek, bugün olduğumuz yerden daha ileriye taşıyacaktır. Her zaman olduğu gibi, zulme karşı adaletin, iş birlik ve dayanışmanın yanında durmaya devam edeceğiz.