Sıvı birikimini yönetin: plevral efüzyonlarda cerrahi ve medikal yaklaşımlarla etkili tedavi seçenekleri ve güncel bilgiler.
Toplumda akciğerde sıvı birikimi olarak bilinen plevral efüzyon, erken müdahale edilmediğinde hayati tehlike oluşturabilir. Özellikle yoğun sıvı birikimi, kalp ve akciğerler üzerinde baskı kurarak ciddi solunum krizlerine yol açar. Medikal tedavinin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahale hayati bir seçenek haline gelebilir. Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kemal Karapınar, bu konuda önemli uyarılarda bulundu.
SIVI MUTLAKA BOŞALTILMALI Akciğerde sıvı birikiminin genellikle sistemik hastalıklarla ilişkili olduğunu söyleyen Doç. Karapınar, “Bu tür durumlarda tedavi medikaldir; ancak sıvı çok biriktiyse hayati tehlike doğar ve mutlaka boşaltılmalıdır. Kanser veya tüberküloz gibi lokal hastalıklarda ise tanı veya tedavi amacıyla sıvı alınması gerekebilir” dedi. Sıvı boşaltımının hastanın durumuna göre değişen yöntemlerle yapılabildiğini belirten Karapınar, “Sıvı boşaltımı lokal anestezi altında ya da hasta uyutularak yapılabilir. Eğer sıvı berraksa ince bir drenle boşaltım yeterlidir. Ancak sıvı koyuysa veya tahlil için daha fazla örnek gerekiyorsa kalın çaplı dren kullanılır” diye konuştu.
KAMERALI KAPALI AMELİYAT: VATS YÖNTEMİ Uyutularak gerçekleştirilen işlemlerde VATS (Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi) yöntemini kullandıklarını ifade eden Doç. Karapınar, “Küçük kesilerle kamerayla içeri girerek sıvıyı boşaltıyoruz; gerekirse biyopsi de alıyoruz. Tüberkülozun medikal tedaviye yanıt vermediği ya da enfeksiyon kronikleştiği durumlarda zar kalınlıklarını temizleyerek kalıcı çözüm sağlayabiliyoruz” dedi.
KANSER KAYNAKLI SİVİSALARA DESTEKLEYİCİ CERRAHİ Kanser kaynaklı sıvı birikimlerinde cerrahinin medikal tedaviyi destek amaçlı kullanıldığını belirten Karapınar, “Kanser sistemik bir hastalık olduğu için sıvı üretimi devam edebilir. Ancak sıvı, kalbi ve akciğeri sıkıştırıyorsa boşaltım hayati önem taşır” diye ekledi. Akciğerde sıvı birikimi durumunun tek başına bir branşa bağlı olmayıp multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan Karapınar, “Tedavi genellikle göğüs hastalıkları ve kardiyoloji tarafından yürütülür. Ancak sıvı boşaltımı ya da cerrahi müdahale gerektiğinde biz devreye giriyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.