Sındırgı Depremlerinin Şimdi ve Geleceğe Yansıyan Fay Yapısı Analizi

Türkiye, deprem gerçeğini yeniden hatırlatmaya devam ediyor. Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos’ta yaşanan 6.1 büyüklüğündeki deprem ve aynı bölgede daha sonra kaydedilen 6.1 büyüklüğündeki ikinci deprem, bölge halkını ve bilim dünyasını derinden etkiledi. İzmir, İstanbul ve Bursa başta olmak üzere çevre illerde hissedilen sarsıntılar, bazı yapıların yıkılmasına yol açtı ve çok sayıda binaya hasar görüldü. DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, ekipleriyle birlikte bölgeyi incelemeye devam ediyor.

YENİ FAYLARIN HAREKETİ VE ARASI AÇIKLAMA Prof. Dr. Sözbilir, Sındırgı’nın güneyindeki dağlık alanda daha önce hareket göstermemiş fayların varlığını tespit ettiklerini belirtti. Bu faylar milyonlarca yıl boyunca aktif olmamıştı, ancak son 10 bin yılda artık ölü fay olarak değerlendirilmeyen bir durum söz konusudur. Bölgedeki ana hatlar Batıdan Doğuya uzanıyor ve her biri 10-15 kilometre uzunlukta olan birkaç fay parçası, bazı durumlarda birleşerek 45 kilometreye kadar uzayabiliyor.

BASAMAK ŞEKLİNDE İLERLEME Sındırgı’daki iki büyük depremin aynı fay zonu içinde meydana geldiğini ifade eden Sözbilir, bu zonun içerisinde bağımsız olarak deprem üretebilen segmentlerin yer aldığını söyledi. Önce batıdaki fay kırıldı, ardından yaklaşık 2,5-3 ay sonra 15 kilometre doğusunda başka bir fay da kırıldı. Bölgedeki faylar doğuya doğru ilerleyerek birbirini tetikleyebilecek şekilde uzanıyor ve benzer ölçekte depremlerin yakın zamanda gerçekleşebileceğini belirtti.

DEPREM FIRTINASI VE JEOLOJİ Bölgedeki jeotermal sistemin etkisine de değinen Prof. Dr. Sözbilir, Emendere bölgesindeki sıcak su kaynaklarının hat üzerinden geçen fayla etkileşime girdiğini ifade etti. Bu etkileşimin deprem aktivitesini hemen sonlandırmadığını, dolayısıyla deprem fırtınası şeklinde sürebileceğini vurguladı. Benzer büyüklükte depremlerin birkaç ay daha devam edebileceğini öngördü.

YAPILARA YÖNELİK UYARILAR Hasarlı yapı stoğu nedeniyle acil önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Sözbilir, “İlk depremde ağır hasarlı yapılar boşaltılmıştı. İkinci depremde ise orta ve ağır hasar görülen yapılar da risk oluşturuyor. Bu tür binaların boşaltılması hayati; gelecekte de benzer veya daha büyük depremler olabileceği için insanların bu yapıların yakınlarında bulunmamasında fayda var” dedi.