Sıcaklık artışının uyku kalitesini nasıl düşürdüğünü açıklayan, 10 derecelik artışın etkilerini ve uyku için ipuçlarını bulabilirsiniz.
Yaz aylarında yükselen sıcaklıkların uyku kalitesini olumsuz yönde etkilediğini belirten Prof. Dr. Levent Öztürk, iklim değişikliğiyle bağlantılı aşırı sıcaklıkların hem fiziksel hem de psikolojik rahatsızlıklara yol açtığını açıkladı. Gece sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıkması, bireylerde sık uyanmalara, aşırı terlemeye ve genel olarak kalitesiz uykuya zemin hazırlıyor.
Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre ortam sıcaklığındaki 8 derecelik bir artışın uyku kalitesi üzerinde 10 puanlık bir düşüşe yol açtığı gösteriliyor. Öztürk, örneğin 22 derece olan bir sıcaklığın 30 dereceye çıkmasının uyku sağlığını önemli ölçüde bozduğunu belirtti. Çin’de iki yıl boyunca yaklaşık 200 bin kişinin katılımıyla yürütülen bir çalışma, toplamda 23 milyon gece uyku verisini içeriyor ve çevresel sıcaklıktaki 10 derecelik artışın uyku kalitesini yüzde 20 oranında bozduğu sonucunu ortaya koyuyor. Bu bulgular, iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışlarının uyku sorunlarını giderek daha çok tetiklediğini gösteriyor.
Gelişen sıcaklıklar, uykuya geçişi güçleştirirken kaliteli uyku süresini de kısaltıyor ve bu durum vücut sağlığını olumsuz etkiliyor. Özellikle yaz aylarında uykusuzlukla mücadele edenlerin sayısında bir artış gözleniyor. Uykuya dalabilmek için, uykuya girmeden yaklaşık yarım saat önce vücut iç sıcaklığımızı 37,2 dereceden 36,4 dereceye düşürmemiz gerekiyor. Dış ortam sıcaklığının yükselmesi bu düşüşü engelliyor; bu da uykuya dalmayı zorlaştırıyor.
Yaşanan bu süreçte sıcaklığın etkisiyle terleme artıyor ve bu da bedensel rahatsızlıklara yol açarak uyumayı daha da güçleştiriyor. Ayrıca yüksek sıcaklıklar, vücudun biyolojik ritimlerinde bozulmalara neden olarak uyku döngüsünü olumsuz etkiliyor. Yükselen sıcaklığın beraberinde getirdiği kaygı, anksiyete ve rahatsızlık hissi de uykunun kalitesini zayıflatıyor. Bu dört ila beş temel faktörün birleşimi, sağlıklı uyumayı ve uyku sürdürmeyi zorlaştırıyor ve uyku bozukluğu, gün geçtikçe daha yaygın bir halk sağlığı sorununa dönüşüyor.