Şeker Portakalı: Zezé’nin acı ile umut dolu yolculuğunu çok katmanlı bir bakışla inceleyen kapsamlı bir analiz ve açıklama.
Bir çocuğun omuzlarına düşen yoksulluk, şiddet ve büyümenin sancısını, José Mauro de Vasconcelos’un Şeker Portakalı’nda Zezé’nin yüzeyde görünenden çok daha derin hisler içinde büyüdüğünü gösteren bir anlatım eşliğinde takip ediyoruz. Roman, bazı okurlar için unutulmaz bir çocuk klasiği olarak kalırken, bazıları için yetişkinlerin kalbine dokunan sert bir yüzleşmedir. Zezé’nin hikâyesi çocuklar için ağır mı, yoksa onların acıyla ve empatiyle tanışabileceği güvenli bir alan mı diye soran bu incelemenin amacı, bu ikilemin ötesine geçerek eserin çok katmanlı yapısını irdelemektir.
‘Başlı başına bir ‘sindirme ve işleme’ kitabı’ — Irmak Gültekin Uysal / Klinik Psikolog-Psikoterapist-Yazar
Bir eserin kime hitap ettiğini belirlemek yalnızca metne bakmakla sınırlı değildir; okuyucunun kendi iç dünyası da bu yanıtı şekillendirir. Duyguları tanımlama, işleme ve bütünleştirme kapasitesi, bir kitabın iç dünyamıza nasıl dokunduğunu belirleyen ana etmenlerdendir. Bu bağlamda Şeker Portakalı, bizi zorlu deneyimlere yönelten ve onları anlamamıza olanak tanıyan davetkâr bir yapı olarak görülmelidir. Geç çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bu davete daha rahat yanıt verilebileceğini düşünsem de, tüm yaş grupları için aynı ölçek geçerli değildir; çünkü kişinin içsel dünyası ve deneyimleri de değişkendir.
‘İlk gençlik çağı’na uygun — Metin Celâl / Yazar-şair
Kimi yayıncılar bu eseri çocuk edebiyatı dizilerinde, kimi ise yetişkinler için yayımlamış. Başlangıçta çocuk gibi görünen bu kitap, gerçekte pek çok katmanı barındıran bir anlatı olarak karşımıza çıkar. Zezé’nin macerasını çocuklar okurken, onların hayal gücünün ardındaki kırılganlığı ve acıyı yetişkinler ise bu kırılganlığı ve acıyı görürler. Şeker Portakalı’nın ilk gençlik çağı‘na uygun olduğu kanaati, eserin çoklu katmanlı doğasını destekler.
‘Şimdi olsa yayımlanmazdı’ — Keriman Güldiken / Çocuk kitapları editörü
Günümüzde bazı klasikler için benzer bir soru geçerli: Yayımlanıp yayımlanmayacak mıydı? Klasikler, çıplak gerçekleri önümüze sererek içimizdeki boşlukları doldurdukları için gereklidir. Ancak bugünün bakış açısı, bu eseri farklı bir ışık altında görmeyi gerektirir ve bazı yönleriyle değerlendirmeyi ister. Böylece Şeker Portakalı’nın bugün nasıl karşılandığını, hangi yönlerinin güncelliğini koruduğunu birlikte düşünürüz.
‘Çocukların kavraması mümkün mü?’ — Gülten Dayıoğlu / Yazar
Birçok yazarda olduğu gibi, eserin çocuklar için uygun olup olmadığı sorusu bana bu kitap üzerinden şu düşünceyi hatırlatır: Çocukları hafife almak onların gerçek dünyayı kavrayışını sınırlayabilir. Byung-Chul Han’ın bahsettiği, acının toplumsal olarak gizlenmesi eğilimiyle bu yaklaşım bağ kurar. Şeker Portakalı, çocuklara güvenli bir sınır içinde acıyı deneyimleyebilecekleri bir alan sunar; fakat bu deneyimin nasıl ele alınacağı, yetişkin rehberliğinde tartışılarak anlamlandırılmalıdır.
‘İnsan olarak bizi şekillendiren romanlar’ — Asuman Kafaoğlu-Büke / Edebiyat eleştirme
Bir çocuğu anlamak ve onun dünyasına girmek için mutlaka çocuk olmak gerekmez. Bu roman, ortaokul çağında okunsun ya da gençlik dönemi sonunda; Zezé’nin yaşadığı yoksulluk, hayal kırıklıkları ve dayanışma, her yaş grubunda derin bir içgörü sağlar. Şeker Portakalı’nın, duyguların merkezde olduğu ve herhangi bir sabit hedefe sıkıştırılmayan bir hesaplaşma olarak okunması, eserin evrenselliğini pekiştirir.
‘Her yaştan okura’ — Sinem Çelebioğlu / Çocuk kitapları editörü
Yaş sınırlarını aşan bir eser olan Şeker Portakalı, yalnızca çocuk edebiyatı sınırlarında kalmaz. Zezé’nin yüreğine dokunan, acıyı, şiddeti, iletişimi, öfkeyi ve sevgiyi bir arada ele alan bu kitap, on iki yaşından itibaren gençler ile yetişkinler için de bir rehber olarak okunabilir. Eser, duyguları tanımanın ve hayatı sorgulamanın evrensel bir yolu olduğunun altını çizer ve her yaştan okura seslenir.