Sarıoğlanlı Engin’in 12 yıllık mücadelesi ve umudun ışığıyla ilham veren gerçek bir hikaye

Kayseri’nin Sarıoğlan ilçesinde yaşayan Engin Akbadal, lise sonrası geçimini farklı yerlerde hamallık yaparak sağlıyor. Yaklaşık 12 yıl önce ani kilo artışlarıyla başlayan süreçte teşhis konulamayınca, sağlık sorunları giderek ağırlaştı velenfödem olarak bilinen hastalıkla mücadelede adım adım yatağa bağımlı hale geldi. 300 kiloyu aşan kilosuyla yaşamını sürdürmeye çalışırken, günlük işler için bile güçlük çekiyor.
“12 sene sonra bir ışık belirdi” ifadesiyle başlayan umut, engellerin üstesinden gelmeye çalışan Engin için yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti. Evliliğinin destekçisi olan eşi, ona güç veren bir unsur olarak öne çıkıyor; eşinin sevgisi, zorluklar karşısında ayağa kalkmasına yardımcı oluyor. Ailesi de duygularını belli etmeden yanında duruyor; çocuklar ise durumun farkında fakat çoğu zaman ortaya koymuyorlar.
Her hastalık atağı sonrası bir sonraki aşamaya geçmek zorunda kalan Engin, şu anda tek bacağında yaklaşık 120-130 kilo ile durumu küçük bir kiluya bağlı olmadan dolaşım sistemiyle ilgili bir sorun yaşıyor. Başkalarının “rejim yap” diye baskısı bile, ona uygulanabilir bir çözüm sunmuyor ve kilo ile hastalık arasındaki bağı tam olarak açıklayamıyor.
“En son dışarı çıkalı 5 sene oldu” sözleriyle günlerinin nasıl geçtiğini anlatan Engin, sabah ritüellerini çocukların okula gidişiyle başlatıyor; eşinin desteğini arkasında hissediyor ve televizyon ile telefonla vakit geçiriyor. En son 5-6 yıldır dışarı çıkmıyor; eskiden motosiklete bindiğini, şimdi ise evin içinde bile hareket etmekte zorlandığını belirtiyor. Bir vinçle bacaklarının kaldırılabildiğini söyleyerek, mevcut durumun çaresiz olmadığını umutla ifade ediyor.
“Tedavi parası 12 milyon TL” diyen Engin, tedavi için gerekli bütçenin büyük olduğunu anlatıyor. Valiliğe yardım kampanyası için başvurduğunu ancak olumlu yanıt alamadığını söylüyor. Sosyal medyada destek arayışına giren aile, doktorla birkaç kez görüştüklerini ve yaklaşık 12 milyon TL’ye ulaşan maliyetin kendisi için tek başına karşılanmasının imkânsız olduğunu belirtiyor. Umutlarını yitirmişken, arkadaşlarının teşvikiyle toplumdan gelen yardımların da mümkün olduğuna inanıyor. Eşiyle birlikte yürüyüp yeniden sokaklarda gezebilmek, arkadaşlarıyla sohbet etmek ve kendi akışında özgürce dolaşmak en büyük arzusu olarak öne çıkıyor.