Proteo Pack ile enkaz altında canlılık tespiti: İnsanlığın umudu ve yeni kurtarma yaklaşımıyla umut vadeden güvenilir bir rehber.

4 Şubat sabahı olmayan bir kabusun başlangıcı, 04.17’de 11 ilimizi sarsan deprem haberleriyle geldi. Gün doğarken bilgi çoğaldıkça, felaketin boyutu ve insanların yaşadığı zorluklar netleşti. Ardından gelen artçılar, yaralarımızı daha da derinleştirdi ve pek çok depremzede uzun süre enkaz altında kalıp umutlarını korumak zorunda kaldı. Bu süreçte yalnızca insanlar için değil, hayvanlar için de zorlu bir döneme girildi; enkaz altında hayatını kaybeden hayvanlar hakkında net veriler olmamakla birlikte etkilenenlerin sayısının milyonları aştığı ifade edildi.
Proteo olarak anılan Alman Kurdu’nun, bu süreçteki kahramanlığı ve bir arama-kurtarma ikonuna dönüşmesi, insanlar için de bir ilham kaynağı oldu. Adı, kaybolan umutları yaşatacak bir yol bulmayı hedefleyen genç bir mühendislik öğrencisi olan Arif Bayır’ın çalışmalarına yön verdi. Bayır, Milliyet.com.tr’ye anlattığı projede, enkaz altında kalanların yaşam belirtisini görsel izlerle değil, biyolojik sinyallerle tespit etmeyi amaçlayan bir cihaz geliştirdi: Proteo Pack.
Bu sistem, kameraya ya da mikrofonlara ihtiyaç duymadan çalışıyor ve nefesalımı, ısı değişimi ve CO₂ yoğunluğu gibi göstergeleri bir araya getirerek canlılık ihtimalini yüzde olarak hesaplıyor. Sensör füzyonu yaklaşımıyla çalışan cihaz, ultra geniş bant radarla göğüs hareketlerini yakalıyor, karbondioksit sensörleriyle solunumdan doğan kimyasal değişimleri izliyor ve çevresel sıcaklık-nemle canlılık belirtilerini değerlendiriyor. Tüm bu veriler yapay zeka eşliğinde işlenerek, enkaz altında yaşama dair güvenli bir olasılık skoru sunuyor.
İnsanın değil, canlı bir insanın bulunması amacıyla hareket eden Proteo Pack, diğer güvenlik teknolojilerinden ayrışıyor. Bayır, bu buluşun amacını şöyle özetliyor: “Kaybolan biri yerine, enkaz altında yaşayan birini bulmayı hedefliyoruz.” Cihaz, 6 ila 8 kilogram ağırlığında olup 8 saat kesintisiz çalışma kapasitesine sahip ve en önemlisi %89 doğrulukla canlılığı tespit edebiliyor. Bu fark, Arif’in ifadesiyle, “orada yaşayan biri var” dedirtirken, diğer sistemlerin çoğunun sadece “orada biri var” demesine kıyasla daha güvenilir bir çıktı sunuyor.
Arif Bayır’ın anlatımı, deprem sonrası yardım çalışmalarında zaman faktörünün hayati önem taşıdığını bir kez daha gösteriyor. Şehrin moloz yığını arasında kaybolan yaşamları gün yüzüne çıkarmak için geliştirdiği bu cihaz, yalnızca teknik bir başarı değil; insan hayatını korumaya dönük duygusal bir kırılma anından doğan bir vizyon olarak öne çıkıyor. Bayır, duygularını şu sözlerle özetliyor: “Bir köpeğin nefesi ve canlılığı hissedebiliyorsa, neden biz teknolojiyle bunu başaramayalım?”
Proteo’nun yolculuğu da bu vizyonun bir parçası; proteo adlı Alman Kurdu, deprem sonrasında da yol gösterici bir simge olarak hatırlanıyor. 2013 yılında doğan Proteo, 2022’de Kahramanmaraş’a gelen haberlerle birlikte görev yaptığı pek çok operasyonun kahramanıydı ve ardından hayatını kaybetmesiyle anısına saygı duruşunda bulunuldu. Arif Bayır’ın sözleriyle, proteo pack’in esin kaynağı olan bu köpeğin anısı, teknolojinin insan hayatını korumak için nasıl dönüştürülebileceğini gösteriyor: “Proteo isimli köpeğimizin ruhunu taşıyan bir teknolojiyle, daha güvenli bir enkaz ararken daha güvenli bir yaşam bulabiliriz.”