POS ve Ödeme Sistemlerinde Amaç Dışı Kullanımı Önlemeye Yönelik Tedbirler: Finansal İstikrar İçin Yeni Perspektifler

Finansal İstikrar Komitesi’nin dün gerçekleştirdiği toplantıda POS ve benzeri ödeme sistemlerinin yasa dışı kullanımına karşı alınabilecek tedbirler ele alındı. Sektörün önemli aktörlerinden TÜRMOB Başkanı Yıldız, söz konusu cihazların kötü niyetli kişilerce farklı amaçlarla kullanılabileceğini ifade ederek, gerekli önlemlerin tartışmaya açıldığını belirtti. Özellikle bazı sektörlerde üçüncü kişilere ait kredi kartı kullanımlarının yaygın olduğuna dikkat çeken Yıldız, bu tür sistemlerin potansiyel riskleri ve suistimalleri önlemek için tedbirlerin gündeme getirildiğini söyledi.

“Beyan yoluyla ispat oldukça güç” başlığı altında yapılan değerlendirmelerde, fiili tespit veya yoklamaların çoğu durumda kritik rol oynadığına işaret edildi. Yıldız, beyan yoluyla ispatın çoğu zaman zorluklar içerdiğini ve faturalar ile ödeme vesikaları arasında tutarsızlıklar bulunduğunu belirtti. POS üzerinde kullanılan kart sahibinin farklı çıkması, hareketlerin incelenmesini gerektiren önemli göstergelerden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle büyük ve yüksek limitli işlemlerin mail order yöntemiyle yapılması, mal ve hizmet hareketleriyle uyumunun dikkatle incelenmesini zorunlu kılıyor.

Akaryakıt sektöründeki sorunlar, Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi ile kısmen çözüm bulmuş olsa da, POS ve benzeri ödeme araçlarının kara para aklama süreçlerinde kullanılma ihtimali hala tartışılıyor. Bu bağlamda, sistemlerin suç gelirlerinin aklanmasına olan katkısı da masaya yatırılıyor.

Suç gelirlerinin aklanmasına karşı güçlendirilmiş tedbirler kapsamında, bankaların POS cihazlarına ayrı kullanım limitleri konulması ve suistimallerin mevzuata uygunluk yükümlülüklerinin sıkılaştırılması öncelikler arasında yer alıyor. Komite toplantısında, serbest fonlar ve para piyasası gibi alanlarda bu tür uygulamaların önünün alınmasına odaklanıldığı kaydedildi. Bu yaklaşımın yalnızca kayıt dışılığın önlenmesi değil, finansal istikrarın korunması ve suç gelirlerinin aklanmasının engellenmesi amacıyla da kritik bir adım olduğu vurgulanıyor.