Pinho’nun enerji güvenliği ve Hürmüz Boğazı ile ilgili kapsamlı değerlendirmeleriyle uluslararası enerji politikalarını ve stratejilerini keşfedin.
Pinho, Komisyonda gerçekleştirilen günlük basın toplantısında, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan bölgesel çatışmalar ve ABD’nin İran’daki nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirilen saldırıların ardından, özellikle Hürmüz Boğazı ve enerji fiyatlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kendisi, bölgedeki gelişmelerin enerji arz güvenliği ve küresel piyasalardaki etkileri açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Pinho, açıklamalarında net bir şekilde, “Hürmüz Boğazı kapalı değil” ifadesini kullanarak, bölgedeki gerilimin enerji nakliyetine olumsuz bir etkisi olmadığını dile getirdi. Ayrıca, enerji fiyatlarındaki son dönemdeki hareketliliğe ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve herhangi bir eylem planı olmadığını sözlerine ekledi.
Son günlerde enerji ürünlerinin fiyatlarında yaşanan yüksek volatilitenin farkında olduklarını belirten Pinho, bu aşamada piyasaları istikrara kavuşturmak adına herhangi bir müdahalede bulunmadıklarını ifade etti. Piyasalardaki hareketlilik ve belirsizliklerin, bölgesel ve küresel ekonomik dengeleri etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Hürmüz Boğazı, küresel petrol ve LNG ticaretinin en kritik noktalarından biri konumundadır. Basra Körfezi’nin girişinde yer alan dar su yolu, Orta Doğu bölgesindeki petrol ve doğal gaz üreticilerinin ürünlerini, Umman Denizi ve Hint Okyanusu aracılığıyla dünya piyasalarına ulaştıran en önemli güzergâhtır.
Stratejik açıdan büyük öneme sahip bu geçit, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bölge ülkeleri açısından hayati bir rol üstlenmektedir. Ham petrol ve kondensat sevkiyatı için kullandıkları bu güzergâh, dünya enerji arzının yaklaşık üçte biri oranında karşılanmasını sağlar. Ayrıca, dünya genelinde toplam petrol tüketiminin de yaklaşık yüzde 20’si bu bölgeden geçmektedir.
Hürmüz Boğazı’ndan günlük yaklaşık 20 milyon varil petrol ve petrol ürününün denizyolu ile taşındığı biliniyor. Bu miktarın büyük bir kısmı, Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İran’ın petrol ihracatının büyük bölümünü bu rota üzerinden gerçekleştirdiği ve sevkiyatların yoğunlukla Çin’e yapıldığı kayıtlara geçmiştir. Ayrıca, Irak petrolünün yaklaşık yüzde 85’i yine bu güzergâhı kullanarak ihracatta bulunmaktadır.
Ayrıca, küresel doğal gaz ticaretinin de önemli bir kısmını oluşturan LNG sevkiyatlarının %87’si Katar’dan Asya’ya, %13’ü ise Avrupa ülkelerine yönelik gerçekleştiriliyor. Bu durum, Hürmüz Boğazı’nın enerji piyasalarında ne denli kritik bir geçit olduğunu bir kez daha göstermektedir.