PewDiePie’nin yapay zeka veri merkezi ve ChatOS macerasını sürükleyici bir keşfe dönüştüren derinlemesine bir yolculuk.

PewDiePie olarak da bilinen Felix Kjellberg, alışılmış içerik tarzından sıyrılarak kendi geliştirdiği yapay zeka platformunu tanıttı. Çin kaynaklı açık modellerle NVidia’nın RTX kartlarını bir araya getirerek evinde adeta küçük bir veri merkezi kurdu. Sistem, sekiz adet NVIDIA RTX Ada GPU ile iki adet modifiye edilmiş RTX 4090’dan oluşan toplamda on GPU’luk bir yapıyı kapsıyor ve PCIe kanal bölme teknikleriyle bağlanarak güçlü bir altyapı sunuyor.
İlk hedefleri tıbbi araştırmalara uygun protein katlanması gibi konularda kullanmak olan Felix, kısa sürede bu gücü eğlence odaklı bir amaca yönlendirdi ve Llama 70B gibi büyük dil modellerini yerel olarak çalıştırmayı denedi. Modelleri tamamen kendi başlarına devreye sokmakla kalmayıp, web arayüzü, ses çıktısı, hafıza yönetimi ve arama entegrasyonu gibi özelliklerle birleştirerek özel ve gizli bir ChatOS platformu inşa etti. Sistem, Baidu Qwen adlı açık kaynak modelini temel alıyor ve bu birleşim, ev kullanıcıları için bile şaşırtıcı bir veri merkezi kurulumuna dönüşüyor.
Yapay zekaların ittifakı Felix, aynı anda birden çok yapay zeka modelini çalıştırıp modeller arası iletişimi kurmayı başarmış. Bu kurguya “Konsey” adını veren ünlü içerik üreticisi, bir komuta yanıtı verdikten sonra diğer modellerin oy kullanarak en doğru yanıtı belirlediğini ifade ediyor. Zamanla modellerin kendi aralarında kayırmaya ve stratejik işbirliğine girerek,
kalıcı ve beklenmedik etkileşimler sergilediğini gözlemledi. Bu durum, ev içinde kurulu bir yapay zeka altyapısının ne kadar çeşitli görevleri yerine getirebileceğini gösteriyor.
Peşpeşe deneyler, yapay zekâların insan beyni benzeri davranışlar sergileyebileceğini ve bireysel merakın AI alanındaki olanakları nasıl şekillendirebileceğini ortaya koyuyor. PewDiePie’nin ChatOS macerası, sadece teknoloji meraklılarını değil, AI topluluğunu da yakından ilgilendiren ilginç bir örnek olarak öne çıkıyor.