Papa Leo’nun seçimi ve hayatı, yeni bir dönemin başlangıcını müjdeleyen önemli gelişmeleri ve etkileyici hikayeleri keşfedin.
Papa’nın “aslan” anlamına gelen Leo ismini tercih etmesi, onun güçlü ve cesur duruşunu simgeliyor. Bu isim, aynı zamanda Papa Francis’in reformlarını sürdüreceği ve ruhani liderliğinde yoksullara ve göçmenlere olan desteğini vurguladığı anlamına geliyor. Leo’nun selefi olan 13’üncü Leo, sosyal adalet, gelir dağılımındaki eşitlik ve iş güvencesi konularında öncü olmuş, bu değerler onun mirasıdır.
5 dil biliyor ve matematik diploması var
1955 yılında Chicago’da doğan Leo’nun ailesinin kökenleri İspanyol ve Fransız-İtalyan. Soyağacında, New Orleans’taki Afro-Karayipli siyahi Katolikler de bulunuyor. Üniversite eğitimi sırasında Villanova Üniversitesi’nde matematik eğitimi alan Leo, bu alanda diplomasını aldıktan sonra Katolik Teoloji Birliği’nde eğitimini tamamladı. Ayrıca, İngilizce, İtalyanca, Fransızca, Portekizce ve İspanyolca olmak üzere toplam beş dil konuşabiliyor.
Papa Leo’nun Peru’da katıldığı dini törenlerden bir kare
Çocuk yaşta rahip yardımcılığı yapan Leo, 1982 yılında papazlık görevine başladı. Üç yıl sonra Peru’ya yerleşen Leo, hayatının büyük bir bölümünü burada misyoner olarak geçirdi. Bu nedenle, Latin Amerika’daki ikinci Papa olarak da anılıyor. Papa Francis’in Peru’nun Chiclayo şehrinde piskopos olarak atadığı Leo, Peru vatandaşlığı alarak bu görevi üstlenmişti. Ocak 2023’te başpiskopos olarak atandıktan sonra kısa sürede kardinal rütbesine yükseldi.
Sistine Şapeli’nin bacasından çıkan beyaz dumanın ardından büyük bir sevinçle karşılanan Leo, ilk konuşmasında İspanyolca olarak “Tanrı Peru’yu seviyor” diyerek, buradaki Katolik cemaatine ve din adamlarına selam gönderdi. Peru halkı onu, toplumun dışına itilmiş gruplarla yakın çalışması ve köprüler kurma çabalarıyla tanıyor. Ayrıca, ABD ve Peru ile olan güçlü bağları nedeniyle Roma’da “Latin Yankee” lakabıyla anılıyor.
Perulular, Leo’nun toplumun dışına itilmiş kesimleriyle kurduğu bağlar nedeniyle ona dua etmek için kiliselere akın ediyor
ABD’de Leo’nun Papa olması, Başkan Donald Trump ve diğer muhafazakâr siyasi çevreleri sevindirdi. Trump, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Leo ile tanışmayı dört gözle bekliyorum, bu benim için büyük bir onur” dedi. Ancak, The New York Times ve diğer haber kaynaklarına göre, Leo’nun duruşu, Trump yönetiminin Hristiyan güç odaklı politikalarına oldukça karşıt. Ayrıca, Illinois eyaletinde kayıtlı seçmen olması ve posta yoluyla oy kullanması, ABD’deki siyasi ilgisini gösteriyor. Bu durum, Trump yanlısı aktivist Laura Loomer gibi isimlerin Leo’yu eleştirmesine de neden oldu. Loomer, Leo’yu “woke” yani “duyarlı” olmakla suçlayarak, Vatikan’da yeni bir Marksist kukla olabileceği iddiasını dile getirdi.
Geçmişte, Leo’nun Trump’ı eleştiren ve göçmen karşıtı politikaları “sorunlu” olarak nitelendiren yazıları da sosyal medyada gündeme geldi. Örneğin, Time dergisi, 2015’te Leo’nun Trump’ı eleştiren yazısını yayımlamıştı.
Tabaklarını hep kendisi yıkardı
Eski arkadaşları, Leo’nun oldukça mütevazı ve rahat bir insan olduğunu, sık sık Roma’daki Agustinyen manastırına uğrayıp görevlileriyle birlikte yemek yediğini aktardı. Vaiz Alejandro Moral Anton, The New York Times’a yaptığı açıklamada, “Her zaman tabaklarını kendisi yıkardı” diyerek onun alçakgönüllü ve samimi yapısına vurgu yaptı.
Yeni Papa’nın göçmenler, yoksullar ve çevre konularında Francis’in izinden gideceği öngörülüyor. Leo’nun eski oda arkadaşı ve teolog John Lyndon, BBC’ye yaptığı açıklamada, Papa Leo’yu “dışa dönük, ayakları yere sağlam basan ve yoksullara önem veren” biri olarak tanımladı. Ayrıca, Leo’nun ABD’de doğmuş olması ve göçmen ailesinden gelen bir çocuk olması, onun bu konuları öncelikli hale getireceğine işaret ediyor.
Ancak, LGBT hakları ve toplumsal cinsiyet konularında, Leo’nun daha muhafazakâr bir tutum sergileyeceği öngörülüyor. Ayrıca, tenis ve beyzbol tutkusuyla da biliniyor, arkadaşlarına ve dostlarına bu sporların kurallarını öğretmekten keyif alıyor.
Leo’nun seçilmesinin ardından, Chicago ve Peru’daki görevleri sırasında yaşanan cinsel istismar skandalları tekrar gündeme geldi. Bazı çevreler, Leo’nun bu olayları öğrenmesine rağmen yeterince müdahale etmediği iddiasında bulundu. SNAP’in başkan yardımcısı Lopez de Casas, Leo’nun Chicago ve Peru’da yaşanan olaylarda üstlerini bilgilendirmekte yetersiz kaldığını ve bu durumun Papa’nın imajını olumsuz etkileyebileceğini belirtti.
Papalar, 1,4 milyar Katolik’in ruhani liderliği ve Vatikan devletinin başkanı olarak birçok ayrıcalığa sahip olsa da, geleneksel anlamda maaş almıyorlar. Diğer yandan, konforlu yaşamlarını sağlayan barınma, seyahat ve sağlık giderleri Vatikan tarafından karşılanıyor. Papa Francis, Azize Martha’nın Evi’nde kalmayı tercih ederek gösterişten uzak bir yaşam sürdürüyor. Ayrıca, Vatikan’ın sağladığı yaklaşık 2.500 Euro tutarında ödenek de belli durumlarda kullanılabiliyor.
Özellikle, Papa Francis’in servetinin 14 milyon Euro’yu aştığı tahmin ediliyor. Bu büyük servet, resmi araçlar, konutlar ve hayır işleri için kullanılıyor, kişisel çıkarlar için değil.