Özgür Özel’in hukuk ve aile politikalarını siyasetle buluşturduğu analiz: özgürlük, adalet ve toplumsal değerler üzerine derin bir sohbet.
Devlet Mezarlığı’ndaki anma töreninde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bülent Ecevit ve Deniz Baykal’ın kabirlerini ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu. Tören sonrasında yurt dışı yasağı tartışmasına ilişkin soruya, ailesi ve devletin dengesi üzerinde durduğu mesajını iletti: “Büyük bir husumet var. Aileyle uğraşmak bu ülkede kabul edilmiş bir tutum değildir. Dilek İmamoğlu’nun yurtdışına çıkmasıyla ilgili karar, diplomatik pasaportu olan birinin hareket özgürlüğünü doğrudan etkilemektedir.”
“Şuursuz” sözünü kullanarak İstanbul’daki kayyum kararlarına yönelik eleştirisini sürdürdü: “Bir avukatın, partiyle olan bağı nedeniyle dava açabilmesi kanunlara aykırı. Partilere açılan davalar Ankara’da görülmelidir. Bu tür yaklaşımlar hukukun diplomasisi açısından da sakıncalı.”
Çip mi takmış tartışmasıyla ilgili olarak Aziz İhsan Aktaş’ın yurtdışına çıkışına ilişkin iddialara atıf yapan Özel, “Görüntülü görüşmeler ve bağlantılar üzerinden yürütülen işlemler bugünlerde net olarak vurgulanıyor. Yurt dışına çıkış yasağı ya da adli kontrol var mı sorularını gündeme getirirken, bazı iddiaların mutabık kalınan ortak bir paydada olmadığını belirtti.
Başsavcıya Lüksemburg maaşı iddialarını hatırlatan Özel, İstanbul Ümraniye mitinginde şu değerlendirmeyi yaptı: “HSK ve Adalet Bakanı’nın karşısında sorumlu tutulacak bir konum, bir başsavcının başka görevlere yönlendirilmesiyle ilgili endişeler yaratıyor. Eti Maden’in Lükseburg’taki bağlantısı ve yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan maaşların sorulması kaçınılmaz.”
İmamoğlu ailesiyle ilgili ifade süreci kapsamında Hasan İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu’nun ifadeleri de gündemdeydi. MASAK raporlarına ilişkin bazı hesap hareketlerinin gerçeği yansıtmadığı belirtildi ve Selim’in, babasının 6,5 metre uzunluğundaki LUDİO adlı teknesini alırken kaynak olarak beyan ettiği paranın bazı soruları gündeme getirdiğini ifade etti. Hasanın açıklamasında ise kaynağın ticaretten elde edildiği vurgusu dikkat çekti.
İddianame gelişmeleri kapsamında Aziz İhsan Aktaş Çıkar Amaçlı Suç Örgütü soruşturmasında 704 yıl cezaya kadar talep edilen dava dosyası İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edildi. İmralı kararlarının MYK’da netleşeceği yönündeki görüşler de partideki farklı yaklaşımları gösteriyor.