Türkiye için kritik dönemeç: Nadir toprak elementleri, kaynaklar, teknoloji ve stratejiyle ekonomiyi güçlendirme rehberi.
Enerji politikalarına ilişkin kritik bir sürece girildiğini tümüyle vurgulayan açıklamada, Eskişehir’in Beylikova bölgesinde yürütülen çalışmaların büyüklüğü ve potansiyeli öne çıktı. Sondajların 310 ayrı lokasyonda yaklaşık 125 bin metreye ulaştığı ifade edildi ve çalışmalar kapsamında nadir toprak elementleriyle birlikte barit ve florit gibi minerallerin toplam kaynağının yaklaşık 694 milyon ton olarak tespit edildiği aktarıldı.
Pilot bir tesisin devreye alınması haberiyle, nadir element işleme teknolojisine sahip ülkelerin deneyimlerinden yararlanmanın zorunluluğu konusunda işbirliğine vurgu yapıldı. Bu bağlamda, enerji ve savunma sanayisindeki kritik ihtiyaçlar için yerli kaynakların güvenli temini adına kapsamlı çalışmaların sürdürüldüğü belirtildi.
NADİR ELEMENTLER TÜRKİYE’YE NE KAZANDIRACAK? Bilim insanları, nadir toprak elementlerinin Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak potansiyele sahip olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Şenay Yalçın, bu elementlerin savunma sanayinden ileri teknolojilere kadar geniş bir alanda kritik rol oynadığını vurgulayarak, bu elementlerin atom numaralarının 57 ile 71 arasındaki bir grubu kapsadığını ve dünya genelinde miktar olarak sınırlı bulunduğunu belirtti.
SADECE ESKİŞEHİR DEĞİL—İLLER ARASI Fırsatlar Yalçın, ortaklık ve işbirliği bakımından Çin ve Rusya’nın pasif konumlarda kalması nedeniyle Türkiye’nin yönünü ABD yönüne çevirdiğini söyledi. Bu alan sadece Eskişehir ile sınırlı kalmayıp Isparta, Konya, Malatya, Manisa ve Burdur gibi bölgelerde de potansiyel taşıyor. Üretimde kullanılan türevlerin miktarı ve mevcut rezervlerin kullanıma uygunluğu, teknolojik yatırımların ve işletmeciliğin ekonomik değerini belirleyecek unsurlar olarak öne çıkıyor.
GELECEĞİN TEKNOLOJİSİNİ ŞEKİLLENDİRECEK Yalçın, nadir toprak elementlerinin lazer teknolojisi, reaktör kontrolü, çelik üretimi, çip teknolojileri ve uçak teknolojilerinde farklı uygulama alanlarına sahip olduğunu belirterek, bu elementlerin dünya teknolojik geleceğinin ana yapı taşları olduğunu ifade etti. Savunma sanayi ve roket teknolojilerinde de kritik öneme sahip olan bu elementlerin, yüksek yatırım ve işletme maliyetleriyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
İŞLETMECİLİĞİN YÜZDE 90’I ÇİN YAPIYOR Ekonomist Prof. Dr. Abdulkadir Develi, Çin’in bu alanda önde gelen rolünü sürdürdüğünü ve küresel rekabetin bu alandaki yatırımları hızlandırdığını vurguladı. Türkiye’nin, yüksek katma değerli ürünlere dönüşüm kapasitesini geliştirmek için uluslararası deneyimlerden yararlanması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, rezervlerin tek başına yeterli olmadığını, işletmecilik kapasitesinin de kritik olduğunu belirtti. Planlı bir yaklaşım ile bu kaynakların, enerji bağımlılığını azaltacak bir stratejiyle uygulanması gerekmektedir.