Mozart ile Mevlânâ’nın büyülü buluşması: müzik ve şiirin zamansız dersini keşfedin; ruhu sarsan, duygu dolu bir yolculuk.

Batı’nın büyük virtüözü Mozart ile Doğu’nun büyüleyici düşünürü Mevlânâ, ikinci bölümde bir araya geldi. Zamanı aşan bu iki isim, müziğin ve şiirin gücüyle bir arada yaşamanın mümkün olduğunu gösterdi; kucaklaşan notalar ve sözler, dinleyiciye evrensel bir uyum sundu.
Esere, Mozart’ın melodileri ney ve kudüm eşliğinde yüreklendirildi. Mevlânâ’nın yedi öğüdü ve “Gel, ne olursan ol yine gel” mesajı, performansın ruhuna sızdırılarak eserin ana temasını güçlendirdi. Bu benzersiz birleşimin anahtarını, eserin ruhuna derinlik katan saygıdeğer sakinler açığa çıkardı.
Eser, Türkiye’de ilk kez Venditti’nin şefliğinde ve Volkan Akkoç’un koro şefliğinde sahnelenirken, soprano Görkem Ezgi Yıldırım, mezzosoprano Ezgi Karakaya, tenor Mert Süngü, bas Burak Bilgili, ney sanatçısı Burcu Karadağ ve kudüm sanatçısı Aykut Köselerli’nin yorumlarıyla doktorlu bir uyum yakaladı. Fazıl Say Festival Orkestrası ve Korosu da bu eşsiz performansı zenginleştirdi.
Gecenin sonunda, alkışlar arasında 10 saniye kala sahneye gelen bir sağlık sorunu, genç tenor Mert Süngü’nü zor durumda bıraktı. Hızla müdahale eden Venditti, sanatı koruma adına en hızlı adımı attı ve müdahalenin ardından performans yeniden başlatılarak eserin sonu bir kez daha çalındı; seyirci, kahraman anlar eşliğinde bu anı ölümsüzleştirdi.