Milli iradenin onuru ve vesayete karşı mücadeleyi 17–25 Aralık süreciyle ele alan kapsamlı bir bakış.
Yayman, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımında, 12 yıl önceki girişimi hatırlatarak Türkiye’nin demokrasi mücadelesinin, milletin iradesini yok sayan her müdahaleye karşı durduğunu vurguladı. Bu süreçte sandığın tecellisini gasbetmeye çalışan girişimlerin, milletin kararlı duruşu karşısında başarısız kaldığını belirtti.
Yayman, 17–25 Aralık döneminin, FETÖ’nün hukuk darbesi planı olduğunu ifade etti. Bu süreç, yolsuzluk iddiası üzerinden yürütülen ve seçilmiş iradeyi zayıflatmayı hedefleyen vesayetçi bir müdahale teşebbüsü olarak nitelendirildi. Hedefin sadece bir hükümet olmadığının altını çizerek, Türkiye’yi eski karanlık alışkanlıklara dönüştürme arayışına karşı durduklarını belirtti. Milletimizin feraseti ve devletimizin kararlı iradesiyle bu kirli senaryo yerle bir edildi.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde AK Parti’nin kurulmasından itibaren vesayete karşı duruşun bir tercih değil, bir zorunluluk olduğuna dikkati çekildi. Siyasetin meşruiyet kaynağının millet olduğu, milletin iradesinin üzerinde başka güç olmadığının altı çizildi. Yayman, milletin iradesine yönelik her türlü pusuya karşı duruşun sürdürülmesi gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Hesap sandıkta görülür, meşruiyet milletten alınır. Türkiye Yüzyılı bu inancın adıdır; bağımsız kararlar alabilen güçlü devlet ve millet perspektifiyle yürümeye devam edeceğiz.”
Bu mücadele, darbeci zihniyete karşılık verilen kararlı bir karşı duruş olarak tanımlandı. Milletin iradesinin üzerinde hiçbir gücün olmadığını vurgulayan açıklamalar, geleceğe yönelik güçlü ve bağımsız bir Türkiye vizyonunu pekiştirdi.