Milli Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’nun ortak hedefleri, dayanışma ve demokrasi perspektifiyle ileriye dönük vizyonunu özetleyen akıcı bir meta açıklaması.

Toplantı, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 10. toplantısı kapsamında gerçekleştirildi. Akademisyenlerin görüşlerini paylaşmasının ardından yapılan değerlendirmeler, sürece ilişkin olumlu bir ivmenin daha belirginleşmesini sağladı. Özellikle Türkiye için özgün bir modelin ortaya konulması yönündeki vizyon, pek çok hocanın ifadeleriyle teyit edildi ve komisyonun yükümlülüklerini hatırlatırken, inceleme ve çalışmaların başarısının önemi bir kez daha vurgulandı.
Toplantıda öne çıkan tespitler, bölgenin yeni bir döneme girildiğini ve dünya konjonktöründe kayda değer değişiklikler yaşandığını gösterdi. Düşmanlık farkındalığının arttığı bir süreçte, akılcı ve kararlı bir yaklaşım benimsenerek bu topraklarda birlik, beraberlik, kardeşlik ve huzurun güçlendirilmesi hedefleniyor. Sonuç alınması gerektiği ve tereddütlerin ortadan kaldırılması gerektiği üzerinde duruldu.
Toplantıda değerlendirilen süreç, tek başına ortaya çıkan bir güç olarak görülmedi; örgütlerin silah bırakma çağrısının ardından ülke politikalarına dönüşen bir dayanışma örneği olarak ele alındı. Çok sayıda saatlik emek ve hazırlığın bir araya gelmesiyle, komisyonun gücü hafife alınmamalı diye vurgulandı. Herkesin siyasi arka planlarından bağımsız olarak konuların gündemde kalmasını sağlamak için çaba gösterildiğini ifade eden konuşmacılar, bağımsız bir gözlem gücü olarak bu komisyonun tarafsızlığına işaret etti.
Toplantıda Üçüncü Göze İhtiyacımız Yok savunusu, sürecin tarafsız ve yerinde yönetilmesi gerektiğini pekiştirdi. Millet adına yürütülen bu çalışmaların, üçüncü bir gözün değil, milletin gözünün ve komisyonun öncülüğünün süreci adil ve şeffaf biçimde yöneteceği belirtildi. Negatif barış yerine pozitif barış hedefinin, bölgede sürdürülebilir bir gelecek tasarımını teşvik edeceği ifade edildi. Tecrübe edilen çözüm süreçlerinden alınan derslerin, bu yeni sürecin olgunlaşmasına katkı sağladığı vurgulandı.
Pozitif barış, artık sadece bir hedef değil; aynı zamanda gelecek vizyonunu oluşturan bir tasarım olarak ortaya konuldu. Bu vizyon, kardeşlik, milli dayanışma ve demokratik standartların yükseltilmesiyle somutlaşacak; her unsurun diğerlerini güçlendirecek etkileşimi üzerinde duruldu. Komisyonun adlandırdığı kavramlar arasındaki uyumun, sürecin başarıya ulaşmasını destekleyeceği ifade edildi.
Kurtulmuş, sürecin tüm paydaşlarının hassasiyetle hareket etmesi gerektiğini söyledi. Çeşitli çevrelerden süreç hakkında hem destek hem de itiraz olduğunu, bu tür olumsuzlukların süreci zehirlemesine karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. İletişim dilinin önemi üzerinde duran konuşmacı, insanlar arasındaki diyalog ve üslubun kalıcı kardeşlik ve barış için kritik olduğuna dikkat çekti.