Milli Dayanışma ve Demokrasi Çerçevesinde Terörle Mücadelede Yeni Anayasa İhtimali Üzerine Düşünceler

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, uzun süredir savunduğu görüşleriyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin fikri ve siyasi mücadelelerin odak noktası olduğunu vurguladı. Terörsüz Türkiye hedefiyle başlayan çalışmalardan bu yana parti çatışmalarının geride kaldığını, daha sağlam bir diyalog zemininin oluştuğunu belirtti. Resmî törenler kapsamında düzenlenen resepsiyonda Erdoğan’ın katılımı, yeni yasama yılının hayırlı olması temennisinin paylaşılmasına vesile oldu.

Gündeme getirilen konulardan biri olan Meclis Genel Kurulundaki temaslarda Başkanlık odasında Devlet Bahçeli, Tuncer Bakırhan ve Müsavat Dervişoğlu ile yapılan görüşmelerin sıcak ve samimi geçtiğini ifade eden Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından Mermerli Salonu’nda çay-kahve sohbetinin de verimli geçtiğini belirtti. “Tüm siyasi partilerin başkanlarına ve temsilcilerine içten teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.

CHP’nin resepsiyona katılmamasıyla ilgili olarak ise Kurtulmuş, siyasi kararlar partilerindir; buna karşın gönüllerimizin arzu ettiği şey, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de toplantının içinde bulunmasıydı. Özellikle 1 Ekim’in anayasal bir gün olarak Meclisin açılışı olması hasebiyle, bütün partilerin varlığı daha kapsayıcı ve nezaket açısından daha uygun olabilirdi.

Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarına dair soruya yanıtında, bu komisyondaki farklı siyasi görüşlere rağmen milletvekillerinin uzlaşıya varması, olgun bir diyalog ortamının işareti olarak görüldü. Kürtü olarak, yasa yapımı ve yeni, özgürlükçü, katılımcı bir anayasa yönündeki çalışmaların da bu olumlu hava ile ilerlemesini umut ediyor. “Terörle ilgili on yıllık sürecin meclis tarafından başarıyla yönetilmesi, önümüzdeki daha kolay konuları da rahatlıkla çözebilir” diyerek, anayasa çalışmalarının da bu sürecin bir parçası olarak sürmesini beklediğini vurguladı.

Sumud Filosu’na yönelik müdahale iddiaları üzerine, İsrail ile uluslararası dengeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, BM’nin dönüm noktası olan bu konjonktürde, müdahalelerin sonuçlarının ağır olabileceğini ifade etti. İsrail’in mevcut konumuna rağmen dünya kamuoyunun büyük bir kısmının yalnızlaştırıcı bir tutum içeren hamlelerini eleştirdi. Netanyahu hükümetinin aldığı kararların geniş kesimler tarafından sert biçimde eleştirildiğini söyleyerek, böyle bir adım atılması halinde uluslararası arenada güçlü bir karşıtı dalganın doğabileceğini dile getirdi.

Son olarak, “küresel kararlılık filosu”nın uluslararası sularda hareket ettiğini ve ülkelerin güvenli ve istikrarlı bir yönetişim için dayanışma içinde olması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, ülkelerin karşılaşabileceği tehditlere karşı birlik ve kararlılıkla hareket etmenin önemine işaret etti.