Milletle iddialı yol: politikalar ve duruşlar üzerine derinlikli analiz, güncel gelişmeleri ve toplumsal etkilerini kapsayan kapsamlı bir bakış.
Ülke ekonomisinin nabzını tutan, sanayi ve ticaret dünyasının sesine kulak veren bir perspektifle hareket eden bir ekibin çalışmalarını sizlerle paylaşmayı büyük bir memnuniyetle sürdürüyoruz. Dışarıdan gelen ziyaretlere kapılarını açık tutan bir devlet anlayışıyla, toplantılarımızın ülkemize, milletimize ve ekonomimize hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyoruz.
Ekonomi İşleri Başkanlığı olarak illerimizde sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileriyle kurduğumuz temaslar, öneri ve eleştirileri düzenli olarak merkezi hattımıza taşıyor. Böylece politikalarımızı, alınan kararları ve uygulamalarımızı reel sektörün gerisinde kalmadan şekillendirme imkanına sahibiz. Bizim için temel prensip 24 yıldır değişmeden sürüyor: milletle bire bir iletişim ve istişare olmazsa başarı da olmayacağı inancı.
“Milletle inatlaşmak yok, milletin rızası hilafına hareket edilmez.” ifadesiyle yola çıkıyoruz. Siyasi yürüyüşümüzde, yukarıdan aşağıya dayatmacı bir yaklaşım yerine herkesin katkısını dikkate alan bir düşünceyle ilerliyoruz. Biz, sadece Türkiye’yi düşünmüyor, ülkenin geleceğini ve refahını inşa etmek için çalışıyoruz. Bu hedefe giden yolun her adımını dikkatle belirliyoruz ve yol arkadaşlarımızdan da buna uygun davranış bekliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde ve bugün gerçekleştirilen toplantılar, neden daha çok çalışmamız ve milletle daha yoğun temas kurmamız gerektiğini hatırlattı. Evlerinizde döndüğünüzde, omuzlarınızda taşıdığınız bu yükün bilinciyle daha fazla gayret göstereceğinize inanıyoruz. Rabbim hepinize güç ve kolaylık versin.
“Enflasyonun bazı bölgelerde endişe kaynağı olmaktan çıkması gerektiğini söyleyemeyiz.” sözleriyle ekonomideki küresel dalgalanmalara değindiğimiz bu dönemde, enflasyonla mücadelede elde edilen ilerlemelere rağmen her ülkede tedbirlerin ve dikkatli olmanın sürmesi gerektiğini vurguladık. Küresel dinamikler içinde, Rusya-Ukrayna çatışması ve ABD-Çin arasındaki ticari gerilimlerin etkisini de yakından izliyoruz.
Bununla birlikte, bölgemizdeki insanlık, güvenlik ve insani yardım alanında atılan adımlara da dikkat çekiyoruz. Gazze konusundaki uluslararası çabaların, liderler olarak ortak bir duruşla desteklediğimiz bir sürece dönüştüğünü görmek önemli. Şarm El-Şeyh’te ortaya konulan irade ve Dörtlü Deklarasyon’un bölgede istikrara katkı sunması umudu taşıyoruz. Bugün Gazze’de çocukların yüzlerindeki küçük tebessümler ve yardım kuruluşlarının yüzlerindeki minnet dolu ifadeler, bu sürecin ne kadar kıymetli olduğunun göstergesidir.
Geleceğe dönük hedeflerimiz, yalnızca ekonomiyle sınırlı kalmıyor; toplumsal dayanışma, iç güvenlik ve insani yardım konularında da kararlı adımları içeriyor. Bu çerçevede atılan her adım, milletimizin refahını ve huzurunu artırmaya yöneliktir.