Bugün yaşadığımız sancı,
bir çözülüşün değil;
bir dirilişin doğum sancısıdır.
“Ruh dirilsin, millet yürüsün!”
Bir milletin yeniden doğuşu, bir sabah vakti sessizce değil, gecenin karanlığında inançla nefes alan gönüllerle başlar. Fikrî dağınıklığın tozlu yollarında savrulan zihinler, bir gün aynı hakikatin etrafında toplanmaya başlarsa, işte o an milletin ruhu ilk nefesini alır.
Bugün yaşadığımız sancı, bir çözülüşün değil; bir dirilişin doğum sancısıdır. Millet, tarih boyunca ne zaman fikrini kaybetse, gönlünü de yitirdi. Ama her defasında, imanla yoğrulmuş birkaç yürek çıkıp o gönülleri yeniden derledi. Çünkü fikir, gönülsüz bir kalıpta barınmaz; o, imanla beslenirse millet olur, ruhla yoğrulursa medeniyet olur.
Mücadele ruhunun ilk nefesleri, işte o sessiz kahramanların yüreklerinden yükseldi. Ne alkış beklediler ne paye… Onlar sadece “bir nesil uyanmalı” dedi. Tarih onlara minnet borçlu, çünkü onlar kelimelerle değil, dualarla yazdılar mücadeleyi.
Bugün bize düşen, o nefesin izini sürmektir. Her birimizin içinde, bu millete ait bir ışık yanıyor. O ışığı söndürmeyen, hatta büyüten herkes, dirilişin bir parçasıdır. Fikrini gönlünde derleyen, milletin ruhunu canlandırandır.
Ey Rabbimiz…
Bizi birleştiren fikri, bizi dirilten imanı, bizi koruyan ahlâkı daim eyle.
Gönüllerimizi nifaktan, kalplerimizi korkudan, yollarımızı karanlıktan muhafaza eyle.
Bu topraklarda, yeniden doğmak isteyen her yüreğe nefes ver,
Sözümüzü dosdoğru, niyetimizi halis, mücadelemizi bereketli eyle.
Âmin