Gurbetin duygusu ve Mecburi dönüşün etkileri: Avrupa’daki yaşam zorlukları, gurur ve hayal arasındaki çatışmayı inceliyor.
Yılın tatilini memleketlerinde geçiren gurbetçiler, dönüştükleri Avrupa ülkelerinde yaşam şartlarıyla yüzleşiyor. Kapıkule Sınır Kapısı’ndan çıktıktan sonra Almanya’ya geri dönenlerden Mahmut Sığnıgı, ülkelerindeki hayatta kalma koşullarını ve duygularını paylaşıyor.
“MECBUREN GERİ DÖNÜYORUZ AMA İÇİMİZDEKİ VATAN SEVGİSİ HEP VAR” ifadesiyle duygularını özetleyen Sığnıgı, ayrılık hissinin burukluğunu dile getirirken, doğduğun yer değil, doyduğun yer sözünün ağırlığını vurguluyor. İmkan buldukça her sene ya da en azından iki yılda bir Türkiye’ye gelmeyi sürdürdüklerini belirtiyor.
“ORADA DA İNSANLAR ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNİYOR” başlığıyla ekonomik gerçeklere dikkat çeken gurbetçi, Almanya’daki yaşamın eskisi gibi olmadığını ifade ediyor. Sığnıgı, “Orada da tek çalışan birinin hayat şartları zor. Kimileri Almanya’yı abartılı anlatıyor ama bir ay çalış araba al, iki ay çalış ev al diye bir durum yok. Orada da insanlar asgari ücretle geçinmek zorunda. Ekonomik kriz herkesi etkiledi. Tek çalışan için şartlar Türkiye ile aynı.” şeklinde konuşuyor.
“ÇALIŞMAYAN İÇİN ORADA DA EKMEK YOK” diyen Sığnıgı, Almanya’ya göç etmeyi düşünenlere şu tavsiyelerde bulunuyor: Mesleğiniz yoksa iş bulmak zor; dil bilmeyenler için süreç daha da zorlaşıyor. Türkiye’deki mesleğinizle Almanya’da da çalışabilir konumdaysanız bile, “Almanya’ya gidip hemen iş bulup para kazanacağım” düşüncesinin artık eskiye göre değiştiğini söyleyerek, kira yüksekliği, mutfak alışverişinin pahalı olması gibi gerçekleri hatırlatıyor. Sonuç olarak, “Çalışmayan için orada da ekmek yok” ifadesiyle beklentileri yeniden şekillendiriyor.