Marmara Bölgesinde Son Depremler ve Uzman Analizleri

Son Depremler ve Bölgesel Etkileri

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, bugün sabah saat 11.47’de merkez üssü Gemlik olan 3,9 büyüklüğünde, ardından saat 12.57’de ise 4,2 büyüklüğünde iki önemli deprem gerçekleşti. Bu sarsıntılar, bölgedeki aktif fay hatlarının ve sismik hareketlerin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Uzmanlardan Derin Analizler ve Bölgede Beklenen Olası Tehlikeler

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Marmara bölgesinin büyük fayların birleştiği ve zaman zaman enerji birikimine sahne olan, oldukça tehlikeli bir yapı içinde olduğunu vurguladı. “Adapazarı-Mudurnu Vadisi’nden başlayıp Gemlik Körfezi’ne kadar uzanan fay hatları, bölgenin aktif ve kırılgan yapısına işaret ediyor. Gemlik, özellikle yoğun yerleşim ve endüstri alanlarıyla riskli bölgelerden biri olmayı sürdürüyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Depremlerin Hissedilebilirliği ve Panik Yaratma Potansiyeli

Prof. Dr. Taymaz, 4 büyüklüğündeki depremin, bölgede yaşayan insanlar tarafından oldukça net şekilde hissedildiğini belirtti. “Gemlik ve yakın çevresindeki kasabalarda, hatta İstanbul gibi büyük şehirlerde bile bu tür küçük depremler, paniğe yol açmadan rahatlıkla hissedilebilir. Bu depremler, bölgedeki fayların hareketlerinin normal bir parçası ve henüz büyük bir deprem tetikleyicisi olma potansiyeline sahip değiller.” diye ekledi. Ayrıca, bu küçük depremlerin geniş alanlara yayılması ve hissedilmesi, bölgedeki insanların dikkatini çekiyor olsa da, uzmanlar henüz ciddi bir tehlike olmadığını vurguluyor.

Fay Hatlarının Güncel Durumu ve Potansiyelleri

Uzmanlar, bölgedeki fay hatlarının halen kırılmayı beklediğine işaret ederek, “Mudurnu Vadisi, Adapazarı ve Sapanca bölgeleri, aktif fayların önemli noktalarıdır. Kuzey Anadolu Fayı’nın ana ve yan kolları, zaman zaman enerji biriktirerek büyük depremlere zemin hazırlayabilir. Ancak, şu anki veriler, 4’lük depremlerin bu büyük kırılmaları tetikleyecek seviyede olmadığını gösteriyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Yıllardır Takip Edilen Bölgenin Deprem Potansiyeli ve Tahminler

Prof. Dr. Tuncay Taymaz ve meslektaşlarının yaklaşık 40 yıllık saha çalışmaları ve araştırmaları, bölgenin deprem riski konusunda ciddi veriler sağlıyor. “Büyük bir deprem beklentisi hâlâ devam ediyor, ancak şu aşamada bölgedeki 4’lük depremler, büyük olayların öncüsü değil. İnsanlar, yüksek riskli bölgelerde panik ve gereksiz korku yerine, bilinçli ve önleyici tedbirler almalı.”

‘Bu Bir Hurafe’ Söylemleri ve Gerçekler

İstanbul’a yönelik olası büyük depremlerle ilgili yanlış bilinen ve zaman zaman yayılan söylentilere değinen Prof. Dr. Taymaz, “İstanbul’un içinden geçen aktif bir fay hattı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ‘İstanbul depremi’ diye bir olgu, bilimsel açıdan doğru değildir ve tamamen hurafeye dayalıdır. Asıl risk, Marmara Denizi içindeki Kuzey Anadolu Fay Hattı ve onun büyük kırıklarındaki hareketlilikten kaynaklanmaktadır.” diyerek, toplumda yanlış bilinen bilgilerin neden olduğu paniğin önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Büyük Depremler ve Bu Semtteki Etkileri

Uzmanlar, 4 büyüklüğündeki depremler sırasında, bölgedeki insanların çoğu zaman 5 veya 6 şiddetinde hissedebileceğine dikkat çekti. “Özellikle eski yapıların yoğun olduğu bölgelerde, bu tür sarsıntılar ciddi hasar ve panik yaratabilir. Bu nedenle, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması ve yeni yapıların dayanıklı malzemelerle inşa edilmesi büyük önem taşıyor.” şeklinde önerilerde bulunan uzmanlar, bölgedeki zeminlerin gevşek yapısının, depremlerin etkisini artırdığına vurgu yaptı. Ayrıca, hızlı ve kapsamlı kentsel dönüşüm projelerinin, bölgedeki riskleri azaltmada anahtar rol oynayacağı belirtildi.