Maço ve Kılıbık Kalıplarının İletişime Etkisi: Açık İletişim ve Eşitlik İçin Yol Haritası

Günlük dilde sıkça rastlanan maço veya kılıbık etiketleri, aile içi iletişimin temel dinamini zedelerken karşılıklı anlayışı zayıflatabiliyor. Bu durum, çiftler üzerinde görünmez bir baskıya yol açıyor ve hem eşler hem de çocuklar için sağlıksız ilişki modellerinin oluşmasına zemin hazırlıyor.

Erkeklerin eşleriyle kurdukları iletişimi iki uçta betimleyen bu kavramlar, davranış baskısı ve rol çatışması yaratabiliyor. Espriler haline getirilen bu tanımlamalar, empatiyi aşındırıp duygusal paylaşımı sınırlarken, çiftlerin kendini ifade etme biçimlerini zamanla baskılayan bir etkide bulunabiliyor. Uzmanlar, bu tür tanımların ilişkilerde değişken düzeylerde etkili olduğunu vurguluyor ve karşılıklı açık iletişimin bu etkiyi azaltmadaki en temel unsur olduğunu belirtiyor.

“MAÇO” OLMA KAYGISI ERKEKLERE BASKI KURUYOR Psikolojik Danışman Merve Erkekoğlu, maço ve kılıbık kavramlarının birçok erkek üzerinde şiddete varan etkiler doğurabildiğini söylüyor. Bazı erkeklerin bu tanımlamalardan etkilenerek davranışlarını ailesine yansıttığını belirten Erkekoğlu, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Maço görünme kaygısı, neyin üzüntü kaynağı olduğunu veya ihtiyaçların ne olduğunu konuşmayı zorlaştırıyor; bu da mesafeli ve öfkeli bir iletişim tarzını tetikliyor. Ev işlerini paylaşan erkekler ise çoğunlukla ‘kılıbık’ olarak küçümseniyor ve bu da işbirliği, empati ve esnekliğin benimsenmesini engelliyor.” Erkekoğlu, bu baskının aile içi iletişimi olumsuz etkilediğini ifade ederken, çiftleri etiketlere yönlendirmek yerine gerçek ihtiyaçlara odaklanmaya çağırıyor. Ayrıca babanın çocuklar üzerindeki rolünün, iletişim biçimleri ve sınır koyma şekilleriyle doğrudan biçimlendirdiğini hatırlatıyor. “Baba ve anne arasındaki işbirliği, çocuklarda adil bir iş bölümü ve karşılıklı saygı modellerinin yaygınlaşmasına katkı sağlar.”

TANIMLAR ETKİLİ AMA ÖNEMLİ OLAN GÜÇLÜ İLETİŞİM Psikolog Ayşe Büşra Kaykamçalan, maço ve kılıbık kavramlarının günümüzde etkisinin nispeten azaldığını ifade ederek, çiftlerin birbirini karşılıklı olarak dinlemesi ve dikkatli iletişim kurmasının önemine dikkat çekiyor. Bu kavramların artık eskisi kadar keskin etkiye sahip olmadığını belirten Kaykamçalan, bununla birlikte bu etkileşimin daha çok duygusal anlaşmazlıklara yol açabileceğini vurguluyor. “Birçok durumda eşler, kılıbık veya maço denilmesini bir şaka gibi karşılayabiliyor; fakat duygusal anlamda eksik kalındığında sorunlar daha ciddi boyuta taşınabiliyor.” dedi. Ayrıca eşlerin birbirini duygusal olarak anlamasının önemi üzerinde duran Kaykamçalan, şu tespitte bulunuyor: “Gelen başvuruların büyük bir kısmında kadınlar, eşlerin yardım ettiğini ancak duygusal olarak anlaşılmadıklarını belirtiyorlar. Dolayısıyla duygusal ihtiyaçların karşılanması, ilişkide yıkıcı sonuçları önlemenin anahtarıdır.” Modern iletişim alışkanlıklarının da bu durumu etkilediğini söyleyen Kaykamçalan, günümüzde yoğun zihinsel çaba gerektiren konularda eşler arasındaki sohbetin azalabildiğini ve bunun ilişkiyi sürdürmede zorluklar doğurabildiğini ifade ediyor.