DOLAR
41,6842
EURO
48,9807
ALTIN
5.207,78
BIST
10.858,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
23°C
Salı Hafif Yağmurlu
20°C
Çarşamba Çok Bulutlu
18°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
18°C

Leopar Selim’in Son Günü: Müzik, Kurgu ve Gerçeğin İç İçe Geçtiği Bir Roman Deneyimi

Leopar Selim’in son gününü müzik, kurgu ve gerçeğin iç içe geçtiği sürükleyici bir roman deneyimiyle keşfedin.

Leopar Selim’in Son Günü: Müzik, Kurgu ve Gerçeğin İç İçe Geçtiği Bir Roman Deneyimi
05.10.2025 08:08
A+
A-

Ülke çapında yankı bulan bir müzik yazarı olan Mehmet Tez’in ilk romanı Leopar Selim’in Son Günü, kurmaca ile gerçeğin arasındaki ince hattı cesurca kullanıyor. Roman, iki ana karakter üzerinden ilerliyor: vokal Leopar Selim ve bas gitarist Barış B. Hakkında bilinmeyen yönleriyle bu ikili, Yunan adasında klip çekimi sırasında kaybolan Barış B.’nin hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Eser, 1990’lar Beyoğlu’suyla günümüzü paralel kurgu yöntemiyle bir araya getirerek, Selim’in erken ölüm yolculuğunu mercek altına alırken Barış B.’nin zirveye uzanan serüvenini de yakından inceliyor.

Romanı yazarken hissettikleriniz nelerdir? Gazeteciliğin gerçekçiliğini koruma içgüdüsü ile kurmaca arasındaki özgürlük dengesini nasıl kurdunuz?

Yola çıkarken amacım sadece geçmişte Beyoğlu’nu anlatmak değildi. Ancak müziğin bu dönemi tanımlayan bir unsur olduğunu bilerek yazıya başladım; çünkü Beyoğlu, müziğin kalbinin attığı bir mekân olarak beni her zaman büyüledi. Zaman içinde karar verdim ki bu hikâyeyi daha çok katmanla, karakterlerin iç dünyasını da derinleştirerek anlatmalıyım. O dönemi nostaljiyle süslemek yerine, karakterlerimi derinleştirmek ve onların yaşadığı dünyayı gerçekçi bir zeminde sunmak için kurgu alanına girdim. Okurun, geçmişi hissederken yeni bir bakış açısı yakalamasını hedefledim. Nelere odaklandım derseniz; aşk, dostluk, ihanet, sırlar ve geçmişin hayaletleri gibi temalar, her bireyin hayatında kanıtlanmış hissedilen duygular olarak öne çıktı. Ortam ister Beyoğlu olsun, ister başka bir yer — gerçeğe sadık kalmayı başarmak, kurgu ile olan kendi dengesini korudu.

Müzik sektörü üzerinde iktidar eleştirisi mi yapıyorsunuz? Müzisyen olmanın zorluğunu, teknolojinin ve dağıtım mekanizmalarının değişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Konuşmayı sürdürüyorum: Müzik sektörü değişir, teknolojiler değişir; ancak sahnenin en ağır yükünü omuzlarında taşıyanlar yine müzisyenlerdir. Emek, zaman ve fedakârlık üzerine kurulu bu meslekte başarı garantisi yoktur. En çok bilinen ve görünür olanlar için bile, sahnenin ardında sayısız isimsiz kahraman vardır. Bu kitapla bu sessiz kahramanlara saygı göstermek istedim.

“Herkes, Türkiye’de yıldız olmak için önce kadınları fethetmek gerektiğini bilirdi” ifadesi karakterinizin görüşlerinden biri. Kültür-sanat dünyasını kadınlar mı daha çok ayakta tutuyor? Bu sorunun yanıtı basit değil. Bir star olmak için geniş kitlelere ulaşmak gerektiğini düşünmek gerekiyor. Ancak kadınlar edebiyat ve sanatta, geçmişten bugüne hep daha büyük bir heyecan ve sahiplenmeyle hareket etmişlerdir; bu inanç hâlâ sürüyor.

‘Ankara’dan iyi müzisyen çıkar’ önermisi ile ilgili bir tartışma var. Gaye ile Selim arasındaki Ankara-İstanbul çekişmesini sizin açınızdan nasıl yorumluyorsunuz?

Gerçekte Anadolu’da müzik sahnesinin güçlü bir altyapısı olduğuna inanıyorum; İstanbul’a gelmek, seslerin duyulması için şimdi geçmişe göre daha görece olarak gerekliliğini yitirdi. Ancak Ankara’da da nitelikli bir müzik kültürü, pek çok yetenekli müzisyen ve güçlü dostluklar var. Bu aslında bir gerçeklik olarak değişmeden sürüyor; bana da onların hatırını ve deneyimlerini hatırlatıyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.