Fed, ECB ve Çin-Türkiye dinamikleriyle küresel emtia piyasalarında dalgalı seyir: dinamik analiz ve etkili ipuçları

Bu hafta emtia piyasaları, ABD’de eylül ayı enflasyon verisinin beklentilerin altında kalması ve Trump’ın Asya turu izlenimlerinin piyasa güvenini etkili biçimde yönlendirmesiyle dalgalı bir görünüm sergiledi. Güvenli liman taleplerinin zayıflamasıyla değerli metallerde düşüşler görülürken, tarım ve enerji ile bazı baz metallerde küresel siyasi ve jeopolitik gelişmelerin etkisi hissedildi.
Kararlı bir gündem kapsamında Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump’ın Çin, Güney Kore ve Japonya liderleriyle temaslarda bulunacağını açıkladı. Ayrıca ABD Başkanı, APAC Zirvesi’nde konuşma yapacak ve Çinli liderler ile diğer APac üyeleriyle görüşmeler planlanıyor. Bu gelişmeler, yatırımcıları önümüzdeki haftanın merkez bankası kararlarına odaklanmaya itti.
Gelecek hafta Fed başta olmak üzere büyük merkez bankalarının politikalarına dair kararlar yakından izlenecek. Fed’in 28-29 Ekim toplantısında faizleri 25 baz puan düşürmesi bekleniyor ve yıl sonunda gevşemenin sürmesi yönünde güçlü inançlar var. Avrupa Merkez Bankası içinse politika faizlerinde değişiklik beklenmiyor olsa da, Lagarde’nin söylemleriyle gevşeme yönündeki sinyallerin gelişmeleri nasıl yönlendireceği yakından takip edilecek. BoJ ise faizi yüzde 0,5 seviyesinde tutmayı öngören kararını açıklayacak; yeni Başbakan Sanae Takaiçi’nin yönetimdeki ilk kararları da ilgiyle izlenecek.
Makro tabloya bakıldığında, TÜFE’nin eylül ayında aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 3 artış kaydetmesi, çekirdek göstergenin ise aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 3 yükselişiyle piyasa tahminlerini aştı. Enerji ve gıda dalgalanmalarının etkisiyle değerli metaller yeniden yön değiştirirken, altın kısa vadeli teknik düşüşler sonrası tekrar hareketlendi ve haftayı belirli bir kayıpla kapattı. 9 haftalık yükselişin ardından, ons altın 4.381,55 dolar seviyesinde rekor kırma sınırına yaklaşırken haftayı bu seviyenin üstünde tamamladı.
Bakır, alüminyum ve çinko gibi baz metallerde arz-talep dinamikleri belirleyici olmaya devam ederken, arzdaki kırılmalar ve üretim aksamaları küresel piyasaları etkiliyor. IC NG raporuna göre 2025 için fazlası 178 bin ton olarak öngörülen öngörü, 2026’da ~150 bin tonluk bir arz açığını işaret ediyor. Endonezya ve Şili’deki üretim sorunları, arzın kısıtlı kalacağına dair işaretler verirken, tezgâh üstü piyasalarda bakır ve diğer metallerde artışlar izleniyor. Petrol piyasasında dalgalı bir görünüm sürüyor. Brent petrolü haftaya düşüşle başlasa da, ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımları ve arz endişeleri fiyatları destekledi. Zirvenin iptali ve ABD’nin Rosneft ile Lukoil’e yaptırım kararlarıyla arz endişeleri derinleşti. IEA’nın raporu, talep görünümünde olumsuzluğun sürse de fiyatları yukarı yönlü sınırlayan bir etken olarak kaldı. Doğal gazda da sıcaklık tahminlerinin düşmesiyle talep artışı bekleniyor ve bu durum fiyatları destekliyor. Tarımsal emtialarda ise hava koşulları, jeopolitik gelişmeler ve enerji piyasalarındaki hareketlilik öne çıkıyor. Soya fasulyesi özellikle Çin’in ABD talebini sıfıra indirmesi sonrası Brezilya ve Arjantin’in alımını artırmasıyla gündemde. Mısır üretimini etkileyen bioetanol üretimi verisi, stok düşüşleriyle destek kazanırken, özellikle kakao haftayı güçlü bir artışla kapattı. Çalışmalar, önümüzdeki dönemde Çin’in hasat dönemi yağışlarıyla rekoltenin etkilenmesi ve ithalat çalışmalarının yeniden şekillenmesi ihtimalini gündemde tutuyor. Sonuç olarak haftayı genel olarak dalgalı bir eğilimle tamamlayan emtia piyasaları, gelecek hafta başında beklenen Merkez Bankaları toplantı kararlarıyla yön bulacak. Piyasaların odak noktası, para politikalarının seyrinin yanı sıra jeopolitik gelişmelerin arz-talep dengelerini nasıl etkilediğine dair güncel haber akışında şekillenecek.