Kültürel köprüler kuran Göktaş ile sahadan izlenimler: ailelerin diplomasiye katkısını akıcı ve sade Türkçeyle keşfedin.
Demokrasi ve özgürlükler adasında düzenlenen forumun dördüncü gününde, “Küresel ve Kültürel Dönüşümlerde Diplomasi, Aile ve Gençlik” başlıklı panelde Göktaş’ın sürükleyici deneyimleri paylaşıldı. Gençlerin Avrupa Parlamentosu ve Belçika’daki siyasi görevlerine dair sorularını yanıtlayan konuşmacı, başörtüsüyle sürdürdüğü demokratik mücadele sürecini ve gençlik yıllarındaki ilham kaynaklarını dile getirdi.
Göktaş, Brüksel doğumlu olduğunu ve ailesinin beş kuşaktır Avrupa’da yaşadığını belirterek, çocukluğunda ailesine ait bir markette çalıştığını ve bu deneyimin hayat dersleriyle dolu olduğunu ifade etti. İlk siyasi adımlarını 23 yaşında belediye meclisi üyesi olarak attığını, daha sonra Avrupa Parlamentosu’na uzanan süreçte karşılaştığı engellerden bahsetti. “Belediye başkanı olabilirsin. Ama bir şartımız var.” denildiğini ve başını örtülü olarak bu süreçte sürdürdüğünü anlattı. Muhalefete düşerken üç yıl boyunca siyaseti yakından öğrenmeye devam ettiğini, partide çalışmaya başladığını ve bu süreçte siyasetin ne olduğuna dair derin bir deneyim kazandığını vurguladı.
Avrupa Parlamentosu’ndaki görevinde her tür ayrımcılığa karşı mücadele ettiğini paylaştı. 2015 yılında soykırım tasarısını tanımadığı için parti tarafından ihraç edildiğini ve o dönemde baskı, tehdit ve mobbing gibi zorluklarla karşılaştığını söyledi. Ancak aileden gelen değerler, milletine olan aidiyet ve özgüvenin bu süreçte en büyük motivasyonu olduğunu belirtti; inancının ise motivasyonunu güçlendirdiğini ekledi.
“AİLE BİZİM GEÇMİŞİMİZ, BUGÜNÜMÜZ, YARINIMIZ” başlığıyla Cezayir’deki büyükelçilik görevi de konuşuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tensipleriyle Ocak 2020’de Cezayir’e atanan ilk kadın Türk büyükelçi olarak bu görevi üstlenen Göktaş, Kuzey Afrika ile olan kültürel, tarihsel ve aidiyet bağlarını öne çıkararak, bu tecrübenin kendisine geniş bir perspektif kazandırdığını söyledi. Cezayir Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sonrasında iki ülke arasındaki dostluk ve iş birliğinin güçlenmesi için yoğun çaba gösterdiğini belirtti.
Göktaş, 15 anlaşmanın imzalanması ve çeşitli projelerin hayata geçmesiyle ülke ilişkilerinde somut ilerlemeler kaydettiğini ifade etti. Ayrıca iki ülkenin kültür merkezi, Maarif okulu ve bir Türk bankası kurularak kalıcı altyapıların oluşturulduğunu aktardı. En önemlisi, Cumhurbaşkanlarının üst düzeydeki stratejik iş birliği anlaşması seviyesine taşıdığı dost ve kardeş ilişkilerini vurguladı.
Göktaş, 2025’i “Aile Yılı” ilan eden kararını hatırlatarak aile kavramının toplumsal güç kaynağı olduğuna dikkat çekti. Aileyi yalnızca ebeveyn ve çocuklar olarak görmek yerine, zorlu zamanlarda dayanışma ve ruhsal direnç kaynağı olarak ele aldı. Aile değerlerinin korunması ve güçlendirilmesi konusunda yaklaşık bir çağrıda bulunarak, anne, baba, dayı, anneanne ve dede gibi tüm rollerin bu dayanışmayı güçlendirdiğini belirtti.
Forumun bu bölümünde Göktaş’ın kariyer yolculuğu, gençlerin eşsiz bir bakış açısı kazanmasına nasıl katkıda bulunduğuna odaklandı. Avrupa’da gençlerin siyasi hayata katılımı ve karşılaşılan zorluklar, konuşmacının deneyimlerinde somut örneklerle aktarılırken, inanç ve ailesel değerlerin motivasyon kaynağı olduğu vurgusu öne çıktı.
Konuşmada ayrıca, uluslararası görevlerin sadece diplomasiden ibaret olmadığını, aynı zamanda kültürel alışveriş ve toplumsal dayanışmayı derinleştiren bir rol oynadığına değinildi. Büyükelçilik görevinin, iki millet arasındaki bağları güçlendirmek için zorlukların üstesinden gelmek üzere kurulan bir köprü olduğu belirtildi.
Son olarak, “Aile bizim geçmişimiz, bugünümüz ve yarınımızdır” düşüncesiyle hareket eden konuşmacı, aile değerlerine sahip çıkmanın toplumsal direnci artırdığını ve bu dayanışmanın gelecek kuşaklara taşıması gerektiğini ifade etti. Bu içgörü, gençler için bir ilham kaynağı olarak not edildi ve panelin ana mesajı olarak öne çıktı.
Panelde öne çıkan hususlardan biri, aile değerlerinin diplomatik çalışmalar ile gençlerin liderlik yolculuğunda nasıl hızlandırıcı bir rol oynadığı oldu. Göktaş, zorluklar karşısında inanç ve ailenin verdiği güç ile ilerlediğini belirtti; bu durum, genç katılımcılar için de uygulanabilir bir model olarak sunuldu.
“Aile bizim geçmişimiz, bugünümüz, yarınımızdır” ifadesiyle özetlenen mesaj, toplumsal dayanışmanın ve kimlik inşasının önemine vurgu yaparken, gençlerin kendi yol haritalarını çizerken bu değerleri rehber edinmesi gerektiğini hatırlattı.