Kültür Mirasını Korumak İçin Uluslararası İş Birliği ve Kırmızı Liste Vurgusu

Kültür varlıklarının yasa dışı ticaretine karşı Türkiye’nin kararlı adımları bir kez daha netlik kazandı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, konuşması boyunca kırmızı listedeki eserlerin iadesiyle ilgili başat başarıları hatırlattı ve bu çabaların uluslararası güvenliğe yaptığı katkıyı vurguladı.

Son 8 yılda 9 binden fazla eserin ülkeye geri getirildiğini açıklayan Ersoy, bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri ile kurulan yakın iş birliği neticesinde Marcus Aurelius heykeli başta olmak üzere pek çok eserin Türkiye’ye döndüğünü belirtti. Ayrıca İsviçre’de yakalanan 7 tarihi eserin iadesinin de bu yılın haziranında gerçekleştiğini ifade etti. Bu çabaların yalnızca Türkiye’ye değil, dünya kültürel mirasına da fayda sağladığını söyledi.

Ersoy, eserlerin kökenlerini tespit eden ve bilimsel verilerle kanıtlanan çalışmalar sayesinde, İran, Irak, Kazakistan, Mısır, Peru ve Çin gibi ülkelerden çok sayıda kıymetli eserin iadesine imza atıldığını belirtti. Mevcut iş birliklerinin önemini vurgulayan bakan, ideal olanın bu mücadeleye hiç ihtiyaç duyulmaması olduğunu sözlerine ekledi. ICOM Kırmızı Liste’nin amacı hakkında kayıp eserlerin bir envanteri olmadığını ve riskli eser tiplerini rehberleyen bir farkındalık aracı olduğunu belirtti.

KIRMIZI LİSTE, KAYIP ESEER KATALOĞU DEĞİL açıklamasıyla kamuoyundaki yanlış algıyı düzelten Ersoy, listenin 2000’li yıllardan bu yana pek çok ülkede etkili sonuçlar doğurduğunu hatırlattı. Türkiye için hazırlanan listenin ise Türk müzeciler ile ICOM uzmanlarının ortak çalışmasının ürünü olduğunu vurguladı. Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi’nin, çeşitli kriterler ve analizler doğrultusunda risk altındaki eser tiplerini belirlediğini söyledi.

İstanbul’dan Anadolulu müze ve kurumların bu süreçte öne çıktığını söyleyen Ersoy, bu bölgelerin kültürel çeşitliliğin en kuvvetli temsilcileri olduğunu belirtti. Ayrıca 900 binden fazla eserin son beş yılda müzelere kazandırılmasının, güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla desteklendiğini ifade etti. Emniyet ve jandarma ile gümrük birimlerinin katkılarının bu başarıda kilit rol oynadığını vurguladı.

ULUSLARARASI DAYANIŞMA ŞART ifadeleriyle, küresel ölçekteki iş birliğinin önemine yeniden değinen Ersoy, ICOM ve diğer meslektaşlarla yürütülen ortak çabaların, projelerin ve finansal desteklerin bu alanda ilerlemeyi sağladığını dile getirdi. ABD Büyükelçiliği ve ARIT’nin katkılarının da projeyi hayata geçirmede kritik olduğunun altını çizdi. Bodrum’daki iki günlük program kapsamında Kırmızı Liste’nin etkin kullanımı ve müzeler ile toplum arasındaki iletişim ele alınacak; yarın ise Bodrum ve Latmos gibi alanlara saha ziyaretleri gerçekleştirilecek.

Sonuç olarak, Ersoy, kültür varlıklarının yalnızca geçmişin değil, bugünümüzün ve geleceğimizin de taşıyıcıları olduğunu belirterek, onları korumanın insanlığın ortak değerlerini korumak anlamına geldiğini ifade etti.