Köyiçi Mahallesi’nde yaşanan çocuk ölümündeki trajedi ve yargı sürecinin detayları, olayın etkileri ve gelişmeler hakkında bilgi alın.
15 Ağustos 2017 tarihinde, İzmir’in Köyiçi Mahallesi’nde meydana gelen trajik olayda, Buket ve Serkan Sakin çiftinin küçük oğulları Alperen, ailesinden alınarak Çiğli ilçesindeki Özel Sevgi Yumağı Anaokuluna götürülmek üzere hazırlanan servis minibüsüyle okula doğru yola çıktı. Servisi kullanan şoför Taner İşgören (50) ile okulda görev yapan rehber personel Dilara Kamberler, çocuğu güvenli biçimde teslim almak ve götürmekle sorumluydu.
O gün, Kamberler, servis sırasında ağlayan bir öğrenciye müdahale ederek onu alıp okula giriş yaptı. Bu sırada, uyuyan Alperen’i fark etmeyen şoför İşgören, okula yakın bir boş araziye aracını park etti ve çocuk araçta unutuldu. Sıcak havanın etkisiyle, havasız kalan küçük çocuk, maalesef yaşamını yitirdi. Olayın ardından olay yerinde derin bir üzüntü ve şok yaşandı, yetkililer ve aileler büyük bir acı içindeydi.
Olay sonrası, anaokulunun sahibi ve diğer sorumlular hakkında ‘Taksirle öldürme’ ve ‘delilleri yok etme’ suçlarından dava açıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucunda, toplam 6 sanık hakkında dava açıldı. Yargılama sürecinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi, sanıkların çeşitli oranlarda cezalarını belirledi:
Ayrıca, Alperen’in ölümüne ilişkin olarak Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut U. ve şube müdürleri Hüseyin B. ile Şener Ş. hakkında ‘Görevi ihmal’ suçundan ayrı bir dava açıldı ve bu sanıklar 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Ancak, bu hükmün açıklanması ertelendi ve hüküm istinafta onandı. Dosya, Yargıtay’a sevk edildi.
İzmir 5. İdare Mahkemesi, aileye toplam 662 bin 491 lira maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Ayrıca, Alperen’in 33 aylıkken okula kayıtsız kabul edilmesine göz yumulduğu gerekçesiyle aileye %50 kusur oranı verildi.
Geçen temmuz ayında, Yargıtay 12. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesinin bazı kararlarını onayırken, okul müdürü Gül’e verilen ceza ile ilgili önemli bir bozma kararı verdi. Daire, Gül’ün anaokulunda yeterli denetim ve disiplin mekanizması kurmadığını, servis görevlisinin şartlara uygun olmadığını ve ölüme sebep olduğunu vurguladı. Bu nedenle, onun ‘Bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan cezalandırılması gerektiğine karar verdi ve dosyayı yeniden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderdi.
Bugün, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi’nde yapılan duruşmada, sanık Bekir Gül hazır bulundu. Duruşmada, Gül suçlamaları kesin bir dille reddetti ve üzerine atılan iddiaların gerçek dışı olduğunu savundu. Mütalaasını açıklayan savcı, Gül’ün ‘Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma’ suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Gül, savunmasında, “Yerime olaydan 15 gün önce vekalet bırakmıştım. Resmi izinliydim ve vekil bıraktığım kişinin sorumluluklarını bana yükleniyorlar mı?” diyerek tepkisini dile getirdi. Son sözünde ise suçlamaları kabul etmedi ve masumiyetini vurguladı.
Mahkeme heyeti, yaptığı değerlendirme sonucunda Gül’ü ‘Bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan 4 yıl 26 gün hapis cezasına çarptırdı. Bu karar, olayın bütün detayları ve sanığın savunmaları dikkate alınarak verilmiş olup, adaletin tecellisi adına önemli bir adım olmuştur.