Koruyucu ailenin sıcak öyküsü: Kenan Caner ve Irmak ile sevgi dolu bağlar ve umut dolu anlar.
Evlenmenin üzerinden 20 yıl geçmişken çocuk sahibi olamayan Aysu ve Harun Raşit Selci çifti, 2021 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvurarak koruyucu aile olmaya adım attı. Kenan Caner’i 3 aylıkken evlerine aldılar; kısa süre sonra sağlık kontrolünde serebral palsi, mikrosefali ve epilepsi tanıları konuldu; aynı zamanda görme kaybı da tespit edildi. Zorluklara rağmen kararlı bir şekilde “bırakmayız” diyen çift, Kenan Caner’in hayatını kendi evlerinde yaşamaya başladı. Evde medikal cihazlardan mobilya düzenine kadar pek çok yenilik yapıldı; Kenan Caner haftada iki gün fizik tedaviye devam etti. Yıl 2024’e geldiğinde çift bu kez bir kız çocuğunu koruyucu aile olarak uğurlamaya karar verdi ve Irmak ailesine katıldı.
Oğlunun tedavisi sürerken Aysu, Kenan Caner’in bakımında tek başına hareket edemeyen çocuğa gereken özeni gösterdi. Kucağında büyüyen oğluna olan bağlılığıyla ilgili şunları paylaştı: “O benim gözüm, kalbim. 4 aydan itibaren öğrendik hastalıkları ve tedaviyi sabırla sürdürdük; nöbetlerimizi azaltan bir yol çizdik. Gerekli medikal malzemelerle oğlumu destekleyip, beslenmesini püre halinde kolaylaştırdım. Onunla geçirdiğim her an benim için çok değerli.”
İkinci deneyim: Irmak Eşinin desteğiyle ikinci bir koruyucu aile hâliyle Irmak’ı da kucaklarına aldılar. Aysu, “Hayatımıza bir tabak daha koymak isterken” bu adımı attıklarını dile getirdi; Irmak’ın aileye katılmasıyla birlikte evin uyumu sağlandı. Kız kardeşlik duygusu, Kenan Caner’a olan ilgiyi güçlendirdi; Irmak, ağabeyine gösterdiği sevgiyle ailesine umut kattı. Aile, koruyucu aileliğin bir insanı “yaratıcı bir ailenin parçası” hâline getirdiğini ifade etti.
Dünyanın en büyük zenginliği Şükran ve sevinci aynı anda yaşayan baba Harun Raşit Selci, oğlunun sağlık sorunlarını öğrendikten sonra ailenin bütünlüğünü vurguladı: “Her şey Allah’tan gelir. Oğlumu hasta görmek, bizi içtenlikle güçlendirdi. Oğlumuzun yüzündeki sevgiyle ve kızımızın desteğiyle evimiz şimdi daha güçlü.” İlkokule gidemeyen oğluna karşılık, kız kardeşlik bağıyla büyüyen Irmak ile birlikte ailenin yeni rutinleri oturdu. Sabahları okula götürüp getirmenin yanı sıra okul çıkışlarında selamlaşmak, onların günlük hayatını daha anlamlı kıldı. Ailenin bakış açısı, koruyucu ailenin “birer aile olmaları” fikriyle pekişti.
Özetle, Kenan Caner’in ve Irmak’ın hayatındaki rol, onları yalnızca bakım verenler olmaktan çıkarıp, birbirlerine sevgiyle bağlı birer aile haline getirdi. Koruyucu ailenin büyüsü, evin içindeki dayanışma ve sevgiyle hayat buluyor; özel çocukların da evin içinde güven ve mutluluk bulabildiğini gösteriyor.