Körfez ziyaretinin diplomasi incileri ve bölgesel gündem etkileri: barış için adımlar, ortak çıkarlar ve stratejik hareketler

Görüşlerimle kamuoyunu bilgilendirmek adına Körfez ziyaretimizin ana hatlarını aktarmak istiyorum. Kuveyt, Katar ve Umman’ı kapsayan bu tur süresince dış politika eksenlerimizi güçlendirecek pek çok mekanizma ve imza önemli bir rol oynadı. Körfez İşbirliği Konseyiyle olan bağlarımızı derinleştirmek adına yürütülen çalışmalar, serbest ticaret çerçevesindeki müzakerelerin yeniden ivme kazanmasıyla ilerleme kaydetti. Bu çerçevede, ziyareti takip eden süreçte ulaştırma, enerji ve yatırım odaklı 4 ek belgeyi daha kabule aldık ve savunma sanayii projelerine ilişkin değerlendirmelerimizi sürdürdük.
Kuveyt ziyaretinde Şeyh Meşal’in davetiyle yeniden bir araya geldik. Geçen yıl Ankara’da gerçekleşen temasların üretken bir devamı niteliğinde bu ziyaret, ticaret, yatırımlar ve enerjinin yanı sıra savunma sanayii konularını da gündeme taşıdı. Katar’da ise Yüksek Stratejik Komite toplantısının 11’inci kez yapılmasıyla ilişkilerimizin tonunu net bir şekilde gördük. Katar ile bölgesel konularda mutabık olduğumuz noktalar giderek güçleniyor. Özellikle Gazze ve İslam dünyasındaki dayanışma açısından Katar’ın rolü dikkat çekiciydi. Umman’a geçişte ise 20 yıl aradan sonra başbakanlık dönemimde ziyaret ettiğim ülkeye yeniden ulaştık; ticaret, yatırım, finans ve tarım dahil pek çok alanda 10 anlaşmaya imza attık. Savunma ve güvenlik alanında da iş birliğimizi güçlendirmek üzere görüşmeler yürüttük.
Bu süreçte Körfez ülkelerinin ortak iradesini görmek, Gazze başta olmak üzere insani konuların yeniden inşası için gerekli adımların atılacağını göstermektedir. Özellikle enerji, sanayi ve teknolojide yapılacak ortak projeler için potansiyel saklı değil; bu vizyonla ilerlemek için koordinasyon mekanizmalarını belirlemek üzere adımlar atıyoruz. Ziyaretimizin sonunda dile getirdiğimiz ana niyet, ikili ve bölgesel ilişkileri daha istikrarlı bir zeminde güçlendirmek ve ortak çıkarlarımızı artırmaktır.
Gazze konusunda ise ihtiyatlı ve kararlı bir tutum sergiliyoruz. Ateşkesin korunması için taraflar arasında diyalog ve baskı gerektiğini vurguladık. İnsani yardımların kesintisiz akışı için bulunduğumuz noktada aktif adımlar atmaktayız ve 17’nci İyilik Gemisi gibi girişimlerimiz bölgeye ulaşmayı sürdürüyor. Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası toplumu gerekli sorumlulukları yerine getirmeye çağırıyoruz; bu süreçte Türkiye, tüm imkanlarını seferber edecektir.
İkili düzeyde ise Katar ve Umman ile sürdürülen savunma sanayii iş birliği ve hava kuvvetlerimizin güçlendirilmesi hedeflenen Eurofighter alımı konularında görüşmeler hız kesmeden devam ediyor. Katar ve Umman’ın savunma taraflarıyla sağlam diyaloglar kuruldu; süreç sonunda somut sonuçlar elde etmek için çalışmalar yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Ayrıca bölgesel istikrar için yürütülen çabaların, Körfez’deki kardeşlerimizin iradesiyle desteklendiğini görmek, ortak gelecek vizyonumuzu güçlendirmektedir.
GÜNDEMDEKİ SORULAR başlığı altında ise Gazze konusundaki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerimizi paylaşıyoruz. Ateşkesin sürdürülmesi adına Türkiye olarak üzerimize düşeni yapıyoruz; Hamas ateşkes konusunda kararlı olduğunu ifade ediyor, ancak İsrail’in yaptırım ve ihlalleri karşısında uluslararası baskının artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması ve altyapının yeniden inşası için gerekli adımlar atılıyor. Bölgedeki durumu istikrara kavuşturmak için Kuveyt, Katar ve Umman başta olmak üzere tüm Körfez ülkelerinin güçlü ve samimi bir irade ortaya koyduğunu görmekteyiz.
İstanbul Formülü ve Doğu-Batı ekseninde barış süreci konusunda olan güven ve iş birliğimiz, taraflar arasında doğrudan temasların sürdürülmesiyle güç buluyor. Ukrayna-Rusya krizinin çözümü için uluslararası dayanışma ve diyalog çağrılarımızı sürdürüyoruz; barışın adil ve kalıcı olması için tüm taraflarla yapıcı iletişimi önemsiyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki ilişkilerin herhangi bir değişiklik olmaksızın sürmesi gerektiğini ifade etmekte ve bu yönde yakın temaslarımızı sürdüreceğimizi belirtmekteyim. Mevcut perspektifte karşı taraflardan gelecek yapıcı adımlar, bölgesel istikrar için kilit rol oynayacaktır.
Beşeri ve siyasi dinamikler ışığında, kuraklıkla mücadelede su yönetimi konusundaki kararlılığımız değişmedi. DSİ’nin planlı çalışmaları ve mevcut barajların etkin kullanımıyla yaz-kış fark etmeksizin vatandaşlarımızın susuz kalmaması için gereken adımları atıyoruz.