Kore Savaşı’nın gönüllü kahramanı Adil Yağcı’nın ilham verici hikayesini keşfedin. Cesaret ve fedakarlık dolu yaşam öyküsü burada.
{“main_title”:”Kore Savaşı’nın Gönüllü Kahramanı Adil Yağcı’nın Hikayesi”,”html_content”:”
Lübnan’da 1930 yılında doğan Adil Yağcı, ailesiyle birlikte çocuk yaşta Türkiye’ye göç etti. Annesi ve kardeşleriyle birlikte Trablusşam’dan gelen ailenin bu yeni vatanında yaşam mücadelesi başladı. Babasının, savaşlar ve zorluklar nedeniyle yıllar sonra şehit olduğunu öğrenen Yağcı, genç yaşta büyük bir acı ve sorumluluk hissetti.
1950 yılında, 20 yaşında iken vatani görevini yapmak üzere Konya Muharebe Alayı’na katılan Yağcı, burada askerliğin temel eğitimini tamamladıktan sonra Kore’ye gitmek için başvuruda bulundu. Başarılı performansıyla dikkat çeken Yağcı’nın talebi kabul edildi ve aynı yıl İskenderun Limanı’ndan kalkan gemiyle Güney Kore’ye ulaşmak için yola çıktı. Kore’ye ulaşmasının ardından, yaklaşık 15 ay boyunca savaşın içinde aktif görevler üstlendi.
Savaş sırasında, sele kapılması nedeniyle sağ kulağını kaybeden Yağcı, savaşın zorluklarını anlatırken duyduğu zorluklara ve yaşadığı olaylara değiniyor. O dönemde, savaşın yoğun temposu ve tehlikeleri içinde, arkadaşlarını ve savaş alanını yakından tanıma fırsatı buldu. Birçok arkadaşının şehit olduğunu ve savaşın insan üzerindeki etkisini yakından gözlemledi.
Yurt dışındaki savaşın ardından Türkiye’ye dönen Yağcı, gazilik unvanı ve madalyasıyla onurlandırıldı. Yıllarca Yenişehir ilçesi Pirireis Mahallesi’nde yaşamını sürdüren Yağcı, çeşitli kentlerden ve Güney Kore’den gelen ziyaretçilerle sık sık buluşuyor. Gururla taşıdığı madalyasını yanından ayırmıyor ve savaş anılarını paylaşmayı sürdürüyor.
“YEMEĞİMİZİ ORADAKİ ÇOCUKLARA VERİYORDUK”
Adil Yağcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savaşta bazı silah arkadaşlarının şehit düştüğünü ve savaşın acı gerçeklerini anlattı. “İlk etapta Ankara’da bir ay süren özel eğitim aldım. Ardından, İskenderun Limanı’ndan gemiye binerek yaklaşık 31 gün süren bir yolculukla Kore’ye ulaştık. Muharebe alanında, yemeğimizi savaşın ortasında bulunan çocuklara veriyor ve onları sırtımızda taşıyorduk” diye konuştu.
“24 SAAT SUYUN İÇİNDE KALDIM”
Yağcı, savaşın en zor zamanlarında yaşadığı tecrübeleri şöyle anlattı: “Han Nehri’nin taşmasıyla her şeyimiz su altında kaldı. 24 saat boyunca suyun içinde kaldım ve arkadaşlarım beni kurtardı. Hastanede bana ‘Artık kulağın duymayacak’ dediler. O günden beri sağ kulağım duymuyor.”
Gazinin 52 yaşındaki kızı Betül Ezerer, babasının Kore’ye gönüllü olarak gittiğini ve bu kararını ailesinden gizlediğini belirtti. “Babam, Kore’ye gittiğini annesinden sakladı. O zamanlar, annesine bir mektup bırakarak gönüllü olarak oraya gitti. Ayrıca, babam, Koreli askerler tarafından ziyaret edildiğinde çok duygulanırdı. Ellerini hiç bırakmak istemedi ve ‘Türkiye ve Güney Kore’yi kalbimde taşıyorum’ diyerek, bu bağları her zaman gururla yaşadı” diye ekledi.”}