Konya’daki dolandırıcılık ve cinayet iddiası için gerekçeli karar: tutuklama ve hapis cezalarıyla ilgili ayrıntılar.
Konya’da, 900 bin TL’lik bir masaj salonu yatırımıyla ilgili dolandırıcılık iddiası üzerinden başlayan süreçte, ortakları Hasan Aktepe ve mimar Necati Şadi Kılıç’ı hedef alan bir saldırı zinciriyle karşı karşıya kalındı. Bu olaylar zincirinde Mevlüt Tosun, savunmasında dolandırıldığını ileri sürerken, olaylar zinciri sonrasında iki kişiyi de ciddi şekilde etkiledi.
İddialara göre Tosun, sevgilisinin önerisiyle masaj salonu projesi için bankalardan kredi kullanmış; ortak olma karşılığında Hasan Aktepe ve salonun tasarımını üstlenen mimar Necati Şadi Kılıç ile görüşmüş. Ancak belediyeden ruhsat ve izinlerin çıkmaması nedeniyle proje ilerleyememiş ve bu durum Tosun’a dolandırıldığı yönündeki düşüncelerini pekiştirmiş.
2 GÜN DEĞİL, 2,5 SAAT SONRA Tosun, olayın ertesi günü Selçuklu’daki Stüdyo tipi evde takıntılı bir bekleyişe girmiş. 14 Mayıs 2024’te Hasan Aktepe’nin eve dönmesiyle birlikte ruhsatsız av tüfeğini kullanarak Aktepe’yi bacağından vurmuş; tüfek ikinci kez ateş almayınca yanında bulunan bıçakla boynundan yaralamış. İrem Ö. olaya tanık olurken, hemen ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Aktepe, hastaneye kaldırıldı.
ARKA ARKAYA GELEN TUVUR Ardından yaklaşık 2,5 saatlik bir süre sonra Tosun, aynı bölgede bulunan mimar Necati Şadi Kılıç’ın ofisine giderek üç kez tüfekle ateş etmiş ve göğsünden yaralanan Kılıç hayatını kaybetmiştir. Tosun kısa süre sonra yakalanıp gözaltına alınmış ve mahkeme kararıyla tutuklanmıştır.
MÜEBBET VE 16 YIL HAPİS CEZASI Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesinde dolandırıldığını söyleyen Tosun, boğuşma sırasında silahın ateş aldığını savundu. Ancak mahkeme, Tosun’u mimar Kılıç’a yönelik eylem nedeniyle kasten öldürme suçundan müebbet hapis, Aktepe’ye yönelik eylem nedeniyle ise kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırdı.
GEREKÇEDEKİ KARAR Mahkeme, gerekçeli kararında dolandırıcılık olayının hukuki yollarla çözülebileceğini belirtti ve sanığın savunmalarına atıfta bulundu. Olayın tarafları arasındaki anlaşmazlığın hukuki mahiyeti içerisine giren bir konu olduğunu işaret eden karar, dolandırıcılık iddiasının haksız tahrik indirimiyle çözülemeyeceğini vurguladı. Ayrıca sanığın müdahil ve maktul arasında bulunan ilişkiyi ve masrafları da göz önünde bulundurdu; ancak bunların cezadan düşürücü bir etki yaratmadığına hükmetti.