Kolonya koleksiyonunun tutkusunu müze havasında keşfedin: tarih, aromalar ve nadir parçalara yolculuk.
Emekli elektrik mühendisi Ünal Çınar, 1886 yılından günümüze uzanan zengin bir kolonya koleksiyonuna sahip. Küçük yaşlardan itibaren kibrit kutusu, çakmak, kitap ve rozet gibi eşyaları toplama alışkanlığı edinmiş olan Çınar, 25 yıl önce bir arkadaşından aldığı hediye kolonya şişesiyle koleksiyonculuğa adım attı.
Şu anda arabadan bebeğe kadar yaklaşık 3 bin farklı kolonya şişesi ve 160 çeşit kolonya bulunduğunu paylaşıyor. Şişelerin çoğu, nadir bulunan örnekler olarak geçmişten günümüze kadar koleksiyonunun başköşesinde yer alıyor ve şehir şehir gezerek antika pazarlarında toplanıyor.
En eski kolonya ise 1886 yılında yapılan lavanta kokulu olanı. Çınar, günümüze dek tüm çeşitleri bir araya getirdiğini belirtiyor.
“KOLONYA ŞİŞELERİNDEN BİR MÜZE OLMASINI İSTİYORUM” ifadesiyle önceliğini vurgulayan koleksiyoncu, lavanta, yasemin, şipir, buket ve isot gibi farklı tatlar üzerinden zengin bir repertuara sahip. İzmir’e özgü kolonya altın damla, Balıkesir’in beyaz zambak kolonyası, Balıkesir Sındırgı’nın çam kolonyası ve Düzce’nin tütün kolonyası gibi örnekler, koleksiyonun önemli parçaları arasında yer alıyor.
Bir arabadan bebek figürüne kadar birçok taşıt ve obje şeklinde şişelerin bulunduğu koleksiyon, zaman içinde bir müze kurma amacıyla şekilleniyor.
1925’te Hasan Şevki Bey tarafından kurulan Hassan Milli Kolonya Fabrikası hatırlanıyor: Atatürk’e hediye verilen kutulu kolonyanın dünyada yalnızca üç adet kaldığı iddiası, Çınar’ın elindeki örnekle bir ilgiyi daha perçinliyor. Bu özel kutu, koleksiyonun nadir parçaları arasındaki yerini koruyor.