Köklü Zanaat: Hilmi Demirtaş’ın 68 yıllık ayakkabıcılık geleneğini yaşatma yolculuğu, ustalıkla dokunan bir miras ve tutku dolu zanaat hikayesi.
Hilmi Demirtaş, köklü bir ayakkabıcılık geleneğini sürdürürken, babasından devraldığı mesleği aynı özveriyle geliştiriyor. Kore Savaşı’ndan dönen babası Muzaffer Demirtaş’ın, savaş sırasında ayakkabı tamir eden ustalardan öğrendiği beceriyi Türkiye’ye taşıması, sonraki yıllarda kamyon lastiklerini işleyip ayakkabı üretmeye dönüştürülmüş. Böylece Demirtaş, yarım asrı aşkın süredir bu sanatı geleceğe taşıyor.
TARİHİ DİZİ VE FİLMLERDE KULLANILAN AYAKKABILARI DA ÜRETİYORUZ – Çocukluğundan beri babasının yanında çalışmaya başlayan Hilmi Demirtaş, 1958 yılında ilk adımlarını çekiç ve kerpeteyle attı. Şu anda yaşını 80’e uğurlamış olmasına rağmen hâlâ üretimini sürdüren Demirtaş, yaklaşık 3 bin yıllık ayakkabı geleneklerinin benzerlerini ortaya koyuyor. Tarihi dönemlere uygun ayakkabıları, dizi ve filmler için de üretiyoruz.
Kamuoyunun İlk Başlatanı Benim demektir: Türkiye’de halk oyunları için özel ayakkabı üretimini başlatan isim olarak kendini tanımlayan Demirtaş, yörenin ve dönemin özelliklerini yansıtan yemeni ve diğer türleriyle farklılaşan bir üretim yelpazesine sahip. Halk oyunları için tasarlanan çeşitler, geçmişin izlerini günümüze taşıyarak sahnelerde yerini alıyor.
KABUKLARI KEZİLİK ZORLUKLAR – Babasının Kore Harbi’nden dönmesinin ardından mesleğe adım atan Hilmi Demirtaş, “Kore Harbi’nde ayakkabı tamiri yapan bir ustadan öğrendim. Türkiye’ye döndüğünde kamyon lastiğini soyup işleyerek ayakkabı yapmaya başladık. Bu zorlu süreçte onun yanında çalışarak ustalığı öğrendim; ilk kerpeteni hâlâ elimde tutuyorum.” diyor.
ZANAATIN ZORLUKLARI – Eskiden el çabasıyla köse ıslatılarak malzeme hazırlanır ve en büyük yardımcıları çengelli tığ ile domuz kılıydı. Bu geleneksel yöntemlerle, zanaatı bugünlere taşımanın gururunu yaşıyorlar.