Kocaeli Dilovası Fabrikada Yaşanan Yangın ve Takip Eden Soruşturmalar

8 Kasım sabahı Dilovası’ndaki bir kozmetik fabrikasında çıkan yangında yedi kişinin hayatını kaybetmesi, çok sayıda kişinin gözaltına alınması ve sonrasında süren adli süreçler gündemdeki yerini koruyor. Yangının meydana geldiği sırada fabrikanın üretim alanında patlayan kimyasallar, olayın hızlı bir şekilde büyümesine yol açtı. Olayın ardından 11 şüpheli, içlerinde fabrika sahibi ve yöneticiler de olmak üzere, çeşitli suçlamalarla ifade verdi.

İddialar arasında “olası kastla öldürme”, “nitelikli mala zarar verme” ve “suçluyu kayırma” gibi suçlamalar yer alıyor. Şüphelilerden bazıları tutuklanırken, diğerleri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Fabrikanın sigorta ve iş güvenliği konusundaki uygulamalarıyla ilgili incelemeler, OSGB sorumluları ve mal sahiplerinin de gözaltına alınmasına yol açtı. Soruşturma sürecine ilişkin açıklamalar Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nca paylaşıldı.

Resmi incelemeler ve iddianame kapsamında hazırlanan 91 sayfalık iddianamede dört kişi hakkında “olası kastla öldürme” ve “nitelikli mala zarar verme” suçlarından ağır cezalar talep edildi. Ayrıca sekiz sanığın “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan, dört sanığın ise “suçluyu kayırma” suçundan cezalandırılması isteniyor. İddianamede ayrıca sanıklar arasında Ümit Çelik, Ünal Arslan ve Güven Demirbaş gibi isimlerin de yer aldığı belirtiliyor.

Eğitim ve güvenlik eksiklikleri konusu ise yargı sürecinin önemli parçalarından. Yangından sağ kurtulan çalışanların ifadeleri, iş yerinde yeterli eğitim, koruyucu ekipman ve bir İş Sağlığı ve Güvenliği sorumlusunun bulunmamasına dikkat çekti. Denetimlere dair bulgular, sigortasız işçilerin çalıştırıldığı ve yangın sırasında bazı çalışanların kapı ve güvenlik önlemlerinin yetersizliği nedeniyle dışarı çıkamadığı yönünde görüşleri ortaya koydu. Kayıp noktaların aileleri için hayat hakkındaki endişeler de güç kazandı.

DNA testi ve ailelerin anlatımı Yangında hayatını kaybeden Nisanur Taşdemir’in ailesi, kızlarının çalıştığı firma içinde sigortasız ve güvencesiz koşullarda çalıştırıldığını belirtti. Adli Tıp’ın yaptığı incelemelerde, Nisanur’un yanarak öldüğü doğrulandı. Esma Gikan’ın eşi, eşinin sigortasız istihdam edildiğini ve üretim süreçlerinde güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu dile getirdi. Hayatını kaybedenler arasında yer alan bazı kişilerin aileleri ise iş yerinde günlük ücretlendirme ve çalışma koşullarının nasıl olduğuna dair ayrıntıları paylaştı.

Kontrol ve yönetimdeki etkileşimler konusuna gelince, fabrikanın fiili kontrolünün Kurtuluş Oransal’da olduğu, personel alımından üretim süreçlerine kadar kararların onun tarafından belirlendiği ifade ediliyor. Öte yandan soruşturma kapsamında bazı şüphelilerin susma hakkını kullanması ve bazı çalışanların ise savunmalarında eksiklikler bulunması dikkat çekti. Denetim ve belediye ilişkileriyle ilgili bulgular da soruşturmanın odak noktalarından biri olarak gösteriliyor.