Kız kardeşini taciz ettiler, defalarca kez bıçaklayarak infaz ettiler: Hakan’ın katilleri nasıl yargılanacak?

Keçiören’de yaşanan olay, Hakan Çakır (22) ve ailesinin evine gittiği sırada merdivenlerde oturan T. Z. (14) ile ağabeyi S. T. (17) arasındaki yol verme meselesi yüzünden başlayan tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle sonuçlandı. Şüpheli grupların müdahalesiyle, Hakan Çakır ile babası Şahin Çakır ve ağabeyi Hakkı Can Çakır bıçaklı saldırıya uğrayarak ağır yaralandı; Hakan Çakır hayatını kaybetti. Hastaneye kaldırılan kardeşi ve babası ise müşahede altında tutuluyor.

Olayla ilgili olarak polis, T.Z. ve S.Z. ile onların ağabeyi E.Z. ve babaları C.Z.’nin yanı sıra U.K. adlı beş kişiyi gözaltına aldı. Tutuklanan üç kardeşin paylaşımında uzun namlulu silah, tabanca, kılıç ve bıçaklarla çekilmiş fotoğraflar tespit edildi; U.K. ise serbest bırakıldı.

Tanık ifadeleri ve olayın gelişimi Mahalle sakinlerinden Ali D., olay anında iki kardeşin önlerini kesip taciz ettiklerini, bu sırada Hakan Çakır’ın geldiğini ve grubun dağıldığını, ardından topluca dükkan önüne gelerek abisi, kardeşi ve babasını bıçakladıklarını söyledi. Bir başka tanık, daha önce canlı yayınlarda şiddet içerikli görüntüler paylaşan bu grubun organize olduklarını ve mahallede sıkça silah kullanıldığını belirtti. “Daha önce biri kulağı kesilene kadar süren şiddet olaylarının kaydı var” şeklinde ifadeler kullandı.

İlgili davayı anımsatan örnekler Kadıköy’deki olaylar zincirinden Andrea Minguzzi olayı ve 15 yaşındaki Mattia Minguzzi’nin ölümüne yol açan süreç, suça sürüklenen çocuk kavramının ve hukuki süreçlerin toplumun gündeminde daha sık tartışılmasına neden oldu. Bu bağlamda anne Minguzzi, 18 yaş altındaki çocuklar için daha uygun koruyucu ve rehabilitasyon odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini vurguladı.

Hukuki çerçeve Hukukçular, olayda yer alan kişilerin yaşlarına göre değerlendirilecek olan suça sürüklenen çocuk kavramını ve üç yaş grubuna göre cezai sorumluluğu ayrıntılı biçimde ele alıyorlar. 18 yaşını doldurmamış olan çocuklar için ceza sorumluluğu yerine korunma ve rehabilitasyon odaklı güvenlik tedbirleri ön planda tutuluyor. Çocukların fiillerinin hukuki ve maddi sonuçları, fiili işlediği sırada yaşlarına göre farklılık gösteriyor; ayrıca güvenlik tedbirlerinin amacı, çocuğun topluma yeniden kazandırılmasını hedefliyor.

Suça sürüklenen çocuk kavramı ve uygulanacak hükümlere ilişkin açıklama Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesi, çocukları henüz 18 yaşını doldurmamış olarak tanımlar. Çocuk Koruma Kanunu’nun 3. maddesi ise, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla soruşturma veya güvenlik tedbiri kararı alınan çocuğu ifade eder. Bu çerçevede “suçlu” kavramı yerine “suça sürüklenen çocuk” ifadesinin kullanılması, suç işlemeye yönelten nedenlerin çözümüne odaklanılmasına hizmet eder. Yaş küçüklüğünün etkisi konusunda TCK 31. madde, çocukları üç yaş grubuna göre değerlendirir: 0-12, 12-15, 15-18. 12 yaşını doldurmamış olanlarda ceza verilmesine yer olmadığına karar verilirken, 12-15 yaş aralığındaki çocuklar, fiilin hukuki anlamını algılama yeteneğinin gelişmişliği doğrultusunda hüküm görürler; bu grupta faile ağır cezalar uygulanabilir. 15-18 yaş arasındaki çocuklar için durum, fiilin niteliğine göre değişir ve bazı hallerde 9-11 yıla kadar hapis cezaları söz konusu olabilir.

Yargılama süreci ve uygulanacak hükümler Bu olayda her iki suça sürüklenen çocuğun da yaş gruplarına uygun olarak yargılanması gerekecektir. 12-15 yaş arasındakiler için kusur yeteneğinin gelişmiş olup olmadığına bağlı olarak cezai sorumluluk farklılık gösterir ve güvenlik tedbirleri öncelikli olabilir. 15-18 yaş arasındakiler için ağır cezalara yönelik hükümler mevcutsa, ceza seviyesi ve indirimler yaşı ve diğer etkenlerle belirlenecektir. Bu nedenle, mahkeme sürecinde çocuğun yaşı, kusur yeteneğinin gelişimi ve fiilin niteliği temel kriterler olarak ele alınacaktır.