İstanbul Boğazı güvenliğinde milli modernizasyonla Kıyı Emniyeti ve Kılavuzluk hizmetlerinde yeni adımlar ve etkili, güvenilir çözümler.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün İstanbul Boğazı’nda stratejik bir öneme sahip olan Kaptan Fahrettin Aksu Kılavuzluk İstasyonu’nun yeni hizmet binasının açılış töreninde konuştu. Bakan, bu modern hizmet binasının kılavuz kaptanlara konforlu ve teknolojik bir çalışma ortamı sunacağını ifade ederek, İstanbul Boğazı’nın güvenliğinin kilit noktalarından biri olan bu istasyonun Mavi Vatan’ın emniyetini güçlendireceğini belirtti.
“KADİM ANADOLU’YU ÇEVRELEYEN DENİZLERİMİZ BİZİM KADERİMİZDİR” başlığıyla başlayan açıklamasında Uraloğlu, Türkiye’nin boğazlar üzerindeki kontrolünün Karadeniz ve Akdeniz havzaları için kilit rol oynadığını vurguladı. Sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Boğazlarımız sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için stratejik bir suyolu ve enerji geçiş koridorudur. İbni Haldun’un ‘Coğrafya kaderdir’ sözünün günümüzde de geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Kadim Anadolu’yu çevreleyen denizlerimiz bizim kaderimizdir; bu çerçevede Mavi Vatan’ımızı asla terk etmeyeceğiz.”
“İLK 100’DE YER ALAN 5 LİMANIMIZ DENİZ TİCARETİNDEKİ YÜKSELİŞİMİZİ ORTAYA KOYDU” diyen Bakan, Türkiye’nin dış ticaretinin %86’sının denizyolu ile gerçekleştiğini hatırlattı. 2002’de dünya sıralamasında 17.’likte olan Türk sahipli filomuz, 2024 sonunda 11.alta yükselmiştir. Limanlar üzerinden elleçlenen yük ve konteyner miktarlarının artışına değinen Uraloğlu, 2024 yılında yaklaşık 532 milyon ton yük ve 13 milyon 529 bin 729 TEU konteyner elleçlendiğini kaydetti. Ambarlı, Kocaeli, Tekirdağ, Mersin ve bu yıl listeye giren Aliağa Limanları’nın dünyanın en fazla konteyner elleçleyen 100 limanı arasında yer aldığını belirtti. Ayrıca Ocak-Ağustos 2024’i karşılaştırmalı olarak, bu dönemde yük elleçlemesinin %3 arttığı ve konteynerlerin %3,5 artışla 9 milyon 381 bin 358 TEU olduğuna vurgu yaptı.
“KIYI EMNİYETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜ GELİŞTİRECEK VE GÜÇLENDİRECEK YATIRIMLARI DAHA DA ARTTIRIYORUZ” başlığı altında, denizlerde güvenlik için COSPAS-SARSAT uydu yardımlı arama-kurtarma sistemi, gelişmiş haberleşme sistemleri ve otomatik tanımlama sistemleriyle sahalarda çalışmalarını sürdüren Bakan, 2003’te kurulan Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezinin (GTHM) ardından GTYS projesinin hayata geçirildiğini hatırlattı. İzmit (2016), İzmir (2017) ve Mersin (2019) GTHM’lerle başlayan süreçte Ankara’da Gemi Trafik Yönetim Merkezi’nin oluşturulduğunu ifade eden Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünü geliştirecek yatırımların artacağını belirtti. 2009’da görev şehidi kaptan Fahrettin Aksu’nun adına yapılan istasyonun yeni binası, bu ilerlemenin somut göstergesi olarak sunuldu.
İSTANBUL BOĞAZI’NDA 2025 YILININ İLK 8 AYINDA 26 BİN 264 BİN GEMİ TRAFİĞİ GERÇEKLEŞTİ ifadesiyle Boğazın zorlu geçiş şartları özetlendi. 12 rota değişimi, 80 dereceye varan kritik dönüşler ve yoğun akıntılarla İstanbul Boğazı’nın dikkat çektiğini belirten Uraloğlu, 2017-2024 arası gemi trafiği ve 2025’in ilk 8 ayında elde edilen rakamları paylaştı. Kılavuz kaptanların, bu yoğun trafiğin güvenliğini sağlayan unsurlar olduğuna vurgu yapan Bakan, 2024’te Boğaz’dan geçen 41 bin 363 geminin 25 bin 327’sine kılavuz kaptan hizmeti sunulduğunu belirtti; 2025’in ilk 8 ayında hizmet sayısı 15 bin 975’e ulaştı. Ayrıca 120 can kurtarma operasyonuyla 351 kişiyi kurtardıklarını ve 15 gemi kurtarma operasyonunu başarıyla gerçekleştirdiklerini ifade etti.
“SON 5 YILDA KURTARMA RÖMORKÖRÜ FİLOMUZU 2 KATINA ÇIKARMIŞ OLDUK” açıklamasında, son beş yılda filoya 10 acil müdahale römorkörü, 15 rib bot ve 6 kılavuzluk hizmet botu kazandırıldığı; 2017’de 1.422 gemiye römorkör refakat hizmeti verilirken 2024 itibarıyla bu sayı 10.543’e ulaştı. Önümüzdeki aylarda 2 acil müdahale römorkörü ve 6 kılavuz hizmet botu, ayrıca 16 çok maksatlı hızlı can kurtarma botu filoma katılacak. Gemi Trafik Hizmetleri yatırımlarının sürmeye devam ettiği ve milli radar projesi SERDAR-7M ile yabancı çözümlerin millileştirilmesi hedeflendiği aktarıldı. 2027’ye kadar merkezi radar sayısının artacağı ve İstanbul, Çanakkale, İzmir, İzmit ve Mersin’de kullanılan radarların yerli çözümlerle değişeceği belirtildi. Bu çerçevede Mavi Vatan’ın her köşesinde milli hamleler sürecek.