Kıbrıs Mücahitleri ve Türk Dünyası: Dayanışmanın Yeni Safhası

Kıbrıs Türkü’nün mücahitleri, Ersin Tatar başkanlığındaki KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde TRT Avaz’ın belgeseli ve Kıbrıs temalı yapım tanıtım programında bir araya geldi. Konuşmasında, özgürlüğün kanla ve canla yazıldığını hatırlatan Yılmaz, 1950’lerden itibaren Rum saldırılarına karşı Türk halkının direnişini simgeleyen mücahitlerin, 1963-1964’te zor dönemde bile azim ve fedakârlıkla tarihe damga vurduklarını vurguladı. Kadınların kurduğu ikmal ağları, gençlerin haberleşmesi ve yaşlıların duasının birleşimiyle ortaya çıkan dayanışmanın, bir halkın seferberliğinin somut göstergesi olduğunu dile getirdi. 20 Temmuz 1974 sonrası özgürlüğe giden yolda mücahitlerin direnci, Mehmetçik ile omuz omuza yürüyen bir güç kaynağı olarak hatırlandı. Kıbrıs Türkü’nün kendi kaderini tayin hakkı, mücahitlerin kararlılığıyla inkâr edilemez bir gerçek olarak öne çıkıyor.

“KKTC’nin Türk Dünyası ile kurduğu ilişkiler yeni bir safhaya taşınmıştır” diye devam eden Yılmaz, bugün Kıbrıs Türk halkının karar mekanizmalarında yer aldığını ve siyasi-diplomatik alanlarda etkinsinin giderek güçlendiğini belirtti. Sanayinin, ekonominin ve ticaretin yükselişi, Cumhurbaşkanı Tatar’ın iki devletli çözüm vizyonunu daha net ortaya koyuyor. Bu süreçte, Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki gözlemci statüsü, KKTC’nin Türk dünyasıyla kurduğu ilişkilerin derinleşmesini sağladı. Gebele Zirvesi’nde yayımlanan Gebele Bildirisi’nin bu bağlılığı vurguladığını sözlerine ekledi. Ahde vefa ile gelişen işbirlikleri, savunma, enerji, ticaret ve teknoloji alanlarında somut adımların önünü açıyor.

Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle kardeş ülkelerle kurulan temasların, uluslararası alanda KKTC’nin etkinliğini artırdığını belirten Yılmaz, eşit egemenlik temelinde iki devletli yaklaşım ile gelecek tasavvurunun Kıbrıs Türk halkının iradesiyle uyumlu olduğunu vurguladı. Türkiye’nin garantörlük rolünü sürdürerek Ada’daki barış ve istikrarın teminatı olmaya devam edeceğini ifade etti. Kıbrıs meselesinin çözümlenmesinde Ada’daki gerçekler ve özden gelen haklar kritik öneme sahip.

“Kıbrıs Türk Devleti’nin yanında olmaya devam edeceğiz” çağrısıyla konuşmasını sürdüren Yılmaz, tek millet, iki devlet ve tek yürek anlayışını her koşulda koruduklarını belirtti. Akdeniz’deki meşru hak ve çıkarları savunmada kararlı olduklarını söyleyen Yılmaz, Türkiye’nin bu vizyon doğrultusunda garantörlük sorumluluğunu sürdüreceğini vurguladı. Belgeselin ve benzeri kalıcı eserlerin genç kuşakların geçmişi anlaması ve geleceği inşa etmesi açısından önemli bir rol üstleneceğini söyledi. “Kıbrıs Mücahitleri: Yarın İçin Dünü Unutma” belgeselinin kökleri geçmişe dayanırken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gençlerine bir armağan olduğuna değindi. Türkiye’nin tüm alanlarda işbirliğiyle KKTC’yi güçlendirme ve refahını artırma hedefinin devam edeceğini belirterek, kamu ve özel sektör yatırımlarının daha güvenli ve refah dolu bir gelecek sağlayacağını sözlerine ekledi.