Kendini sanata adayan temizlik görevlisi Selami Gündoğdu’nun ilham veren hikayesini keşfedin ve azimle hayallerine ulaşmanın gücünü öğrenin.
İzmit Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde yaklaşık 17 yıldır özveriyle çalışan ve aynı zamanda evli, üç çocuk babası olan Selami Gündoğdu, sıradışı yetenekleri ve sanata olan tutkusuyla dikkat çekiyor. Doğup büyüdüğü Kandıra ilçesine bağlı Güvenler Mahallesi’nde, çocukluk yıllarını doğayla iç içe geçiren Gündoğdu, maddi imkânların yetersizliği nedeniyle ilkokula devam edememiş olsa da, içindeki sanat aşkı hiç sönmemiştir. Çocukken okuduğu çizgi romanlar ve hayal dünyası, onun hayata ve sanata bakışını şekillendiren en büyük ilham kaynakları olmuştur.
İlkokul yıllarında resim yapmayı çok sevmiş ve okulda en kolay derslerden biri olarak görmüştür. Resim yaparken herhangi bir ceza almaması, onu özgürce ve huzur içinde çalışmalarına teşvik etmiş, bu da resim becerilerinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Özellikle Cin Ali gibi tek çizgi karakterlere alternatif, daha detaylı ve estetik resimler çizmeyi tercih etmiş, böylece kendi tarzını oluşturmaya başlamıştır. Çizgi romanlardan ve kitaplardan aldığı ilhamla, sanata olan ilgisi zamanla derinleşmiş ve kendine özgü bir stil geliştirmiştir.
Okul sonrası arkadaşlarının getirdiği taşları heykel haline getirip, onları şekillendirmeye başlamış olan Gündoğdu, zamanla büyüteç kullanarak yakma sanatına yönelmiştir. Bu farklı ve özgün yöntemi, kendisinin bir ilham ve yetenek olarak gördüğü bu süreçte, büyüteçle sopaları, değnekleri ve tahtaları süslemeye başlamıştır. Hiçbir yerde görmediği bu sanatı, Allah vergisi bir yetenek olarak nitelendirmiştir. Büyüteçle yakma ve şekillendirme, onun sanata olan tutkusunu ve hayal gücünü pekiştirmiş, böylece kendi kendine yeni bir sanat dalı yaratmıştır. İşte bu süreçte, köyde hayvan güderken bile büyüteçle ilk denemelerini yapmış ve bu deneyimler onu daha da ilerletmiştir.
Dağlar ve ormanlar onun için sadece doğal sınırların değil, aynı zamanda sanatın da bir sahnesidir. Çocukken sınır boylarına ve dağların üzerine resimler çizmiş, küçük sivri taşlar ve kömür kullanarak elektrik direklerine, su depolarına kendi sanatını yansıtmıştır. Bu çizimler, arkadaşları tarafından fark edilmiş ve takdir edilmiştir. Ayrıca, hayvanları güderken yalnız kaldığı zamanlarda, kitaplar ve müzik onun en yakın arkadaşları olmuştur. Türküleri ve halk müziği kültürünü çok sevmiş, bu alanda çeşitli kurslara katılarak müzikle de ilgilenmiştir. Çevresindekiler onun yeteneğini fark edip, ‘Sanatçı olmaya en uygun kişi’ diyerek teşvik etmişlerdir.
Gündoğdu’nun en büyük arzusu, kendi yazıp çizdiği çizgi roman ve resimli hikâyeleri, dergilerde yayınlamaktır. Bu hayalini gerçekleştirmek için büyük bir tutku ve azimle çalışmaktadır. İnternet ve kitaplardan edindiği bilgi ve hayal dünyasıyla, doğaüstü güçler ve fantastik unsurları içeren hikayeler üretmekte ve kendi özgün dünyasını yaratmaktadır. Bu çalışmalarında alıntı veya çalıntı yoktur; tamamen kendi hayal gücü ve gözlemlerine dayanmaktadır.
Sanatını meslek haline getiremese de, Gündoğdu için sanat ve meslek birbirinin kardeşi gibidir. O, temizlik işlerinden kazandığı gelirle yaşamını sürdürüyor ve aynı zamanda sanatını hobisi olarak geliştirmektedir. Bu iki alan onun yaşamındaki en değerli unsurlardır. İlkokul mezunu olmasının getirdiği sınırlamalara rağmen, ailesinin desteğiyle kendini geliştirmeye devam etmiş ve İzmit dergilerinde yazıp çizmeyi hayal etmektedir.