Katar’a saldırı, Türkiye’nin stratejik noktaları ve İsrail hamlesinin bölgesel etkileri üzerine derin analiz ve güncel içgörüler.
İsrail’in Hamas liderlerine karşı yürüttüğü operasyonların sonuncusu bölgedeki dengeleri değiştirdi. ABD’nin Ortadoğu’daki NATO müttefikleri dışındaki en yakın partneri olan Katar’a düzenlenen hava saldırısı, Türkiye başta olmak üzere İsrail’in hedefindeki ülkelerde alarm zillerinin çalmasına yol açtı. Uzmanlar, İsrail’in Hamas temsilcilerini Türkiye’de hedef alması ihtimalini Milliyet’e değerlendirdi ve şu temel çerçeveyi öne çıkardı.
Gülru Gezer (Emekli Başkonsolos): Katar’ın burada özel bir konumu vardı; arabuluculuk rolü önemliydi. Katar’a yönelik saldırı, İsrail’in kritik eşiği aşmasına işaret eder. Türkiye ise bir NATO ülkesidir ve bölgedeki en güçlü ordular arasında yer alır. Amerika için bölgede güvenilir iki kilit ülke Türkiye ve İsrail olarak görülür. Bu nedenle iki ülkenin doğrudan karşı karşıya gelmesini Amerika da, İsrail de istemez. Özetle, Türkiye’de Hamas yetkililerini hedef alma ihtimali konusunda net bir yaklaşım beklenebilir.
Ortadoğu Uzmanı Haydar Oruç: “Bu saldırı, Amerika’nın bölgedeki güvenlik garantilerinin altını boşaltmış oldu. Katar-Amerika ilişkilerini zayıflatmayı hedefleyen dezenformasyon çabalarının da bu hareketle en büyük darbe aldığı görülüyor. Türkiye için de benzer mesajlar söz konusu. Türkiye’de Hamas temsilcilerine yönelik bir operasyona ayet verilmesi şu aşamada imkânsız gözüküyor, çünkü Türkiye’nin güvenliği büyük ölçüde kendi güçleriyle sağlanıyor. Ancak olası bir imkan doğarsa, bu yine de aleni bir saldırı olarak görünmez.”
Murat Aslan (SETA): Türkiye NATO üyesi olduğundan İsrail’in doğrudan bir saldırısı NATO’nun 5. maddesini tetikleyebilir, bu da ABD’nin onayını gerektirir ve uluslararası arenada olası değildir. Türkiye ile İsrail arasındaki kıyas, Türk ordusunun deniz, hava ve kara kuvvetlerinde önemli üstünlükler taşıdığını gösterir. Bu bağlamda, İsrail’in Hamas’a yönelik gösterdiği muhtemel eylemler konvansiyonel sınırları aşan asimetrik ve dolaylı yöntemlere yönelebilir; vekaleten örgütler üzerinden hareket etmek ya da bölgesel aktörleri yanına çekmek gibi seçenekler devrede olabilir.
Ömer Özkızılcık (Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi – Araştırma Direktörü): İsrail’in bu saldırıdaki stratejik amacı, Hamas ile yürütülen müzakerenin kapanmasını ve Gazze’nin tamamen ilhak edilmesi yönünde bir zeminin oluşmasını sağlamaktı. Bölgedeki güç dengelerine bakıldığında, Mısır’ın devre dışı kalmasıyla Türkiye, İsrail’i dengeleyebilecek en önemli aktör olarak öne çıkıyor. İsrail ile Türkiye arasında bir savaş öngörmüyorum; ancak Katar’da hedef alınan heyetin yarısının Türkiye’den gittiği gerçeği, İsrail’in Türkiye’ye doğrudan saldırmaya henüz cesaret edemediğini gösteriyor. Yarın için de belirsizlik var; bu yüzden Türkiye’nin caydırıcılığını artırması gerektiğini savunuyor.
Dr. Meir Masri (Kudüs İbrani Üniversitesi): “Doha’daki saldırı haftalar öncesinden belliydi ve bu konudaki değerlendirmelerim güç kazandı. Artık ‘Bugün Katar, yarın Türkiye’ mesajları, bölgesel güvenlik dinamiklerini işaret ediyor. Erdoğan’ın Hamas Lideri İsmail Haniye ile tokalaştığı fotoğrafların kullanıldığı paylaşımlar da bu kritik dönemeçte yankı buluyor.”